Turizm sezonu masaya yatırıldı!
Midyat’ta Turizm Hazırlıkları Başladı...
Midyat’ta turizm sezonu için şimdiden hazırlıklara başlanıldı. Midyat Kaymakamlığı tarafından organize edilen toplantıda ilçede bulunan otel yöneticileri sezon öncesi hazırlıkları değerlendirdi.
Midyat Kaymakamı Oğuzhan Bingöl, Belediye Başkan Yardımcısı Metin Kutlu ve otel işletmecilerinin katıldığı toplantıda, turizm sezonu öncesinde yapılması gerekenler ele alındı.
Kaymakam Oğuzhan Bingöl’ün başkanlığında yapılan toplantıda, yılda 300 bin yerli ve yabancı turistin geldiği ilçede kaliteli hizmet konusunda yapılması gerekenler sıralandı.
Kaymakam Bingöl, burada yaptığı konuşmada, göreve çok kısa bir süre önce başlamasına rağmen kendisini Midyatlı gibi hissettiğini belirterek, ilçe turizminin geliştirilmesi için atılacak her adıma destek olacağını söyledi.
Midyat’ın iyi bir şekilde tanıtımını yapılması gerektiğini açıklayan Bingöl, “Daha çok turistin gelmesi için daha güzel hizmet yaparsak turistin gelmemesi için bir neden yok. Bunun için hep birlikte üzerimize düşeni yapmalıyız. İlçemiz Türkiye ve dünyada tanınıyor, siz turizmciler olarak yeter ki hizmetlerinizi yerli ve yabancı turistten esirgemeyin, inanıyorum ki, Midyat turizm konusunda bölgenin cazibe merkezidir” diye konuştu.
“TURİZM GÜVENLİĞİNİ OLUŞTURMALIYIZ”
Turizm güvenliği konusunda aşamadıkları hala birkaç sorunlarının bulunduğunu anlatan Bingöl, tarihi yapıların bulunduğu bölgede ikamet eden bazı ailelerin çocukları tarafından gelen turistlerin rahatsız edildiğini aktardı.
Midyat’a gelen turistlerin tarihi sokaklarda rahat bir şekilde gezebileceğini hayal etmemesi durumunda burada konaklamasına da gerek olmadığını dile getiren Bingöl, “Ben bile birkaç kez özel aracımla bu bölgeye gittiğimde rahatsız edildim. Ellerinde sivri değnekler bulunan 5–6 çocuk benim aracımın arkasında koşuşturmaya başladılar. Bende bu durumdan rahatsız oldum ve acil önlem alınması konusunda çalışmalara başladım. Bu çocukların aileleriyle görüştüm ve bir çocuğun ailesine de para cezası yazdık. Bu nedenle öncelikle bizim turizm güvenliğini oluşturmamız gerekiyor. Bunun için ne yapmalıyız, bunu konuşmamız lazım. Midyat’a gelen bir turist tarihi sokaklarda gezeceğini hayal etmiyorsa burada da kalmasına gerek yok. Bu durumda da sizin otellerinizin odaları boş kalır.” dedi.
Turizm güvenliği oluşturmak için her sokağın başına bir polis ekibi koymak yerine orada o çocuklara istihdam sağlayacak bir ortamın yaratılması durumunda bu sorunun ortadan kalkacağına inandığını kaydeden Bingöl, şunları söyledi:
“Zor hayat şartları belki o çocukları bunu yaptırıyor. Ben bu çocukların imkânsızlıklarını ve mağduriyetlerini küçümsemiyorum. Ama bu böyle olmaz. Eğer bir çocuk elinde 5 lira ile akşam eve gittiğinde diğer kardeşinden daha fazla değer görüyorsa o çocuk her şeyi yapar. Ben olsam belki bende yapardım. Öncelikli olarak bu kültür içinde yaşayan çocukları bu ortamdan uzaklaştırmamız, kurtarmamız lazım. Hatta bu çocuklar rehber olmak istiyorlarsa onları bu şekilde de istihdam edebiliriz. Bu da olmazsa şayet en azından çocukların sokakta oldukları saatte bir denetim yapılması gerekecek.”
“GELEN TURİSTLERİ 4 DİLLE KARŞILAMALIYIZ”
Kendi misafirleri dâhil Midyat’a gelen bir çok turistin, “Sıla Dizisi’nin çekimlerinin yapıldığı evi görüp geri dönelim” dediklerine şahit olduğunu anlatan Bingöl, Mardin ve Midyat’ta ki gerçek tarihin ve kültürün sadece Sıla dizisinin çekimlerinin yapıldığı tarihi binadan ibaret olmadığını vurguladı.
Midyat’ın en önemli zenginliğinin ve en önemli güzelliğinin bir insanın Türkçe, Süryanice, Arapça ve Kürtçe dillerini aynı anda konuşabilmesi olduğunu dile getiren Bingöl, Midyat’a gelen turistlerin şehrin girişinde Türkçe ile karşılanması, Estel’de Arapça, Midyat’ta da Kürtçe ile kendileriyle konuşulmasını ve Mor Gabriel Manastırı’nda da Süryanice ile uğurlanmalarını hayal ettiğini kaydetti.
Konuşmasında Midyat’ın çok dilliliği ve kültüründen de söz eden Kaymakam Bingöl, “Midyat’ta konuşulan 4 dili hayatın her alanında kullanmak gerekiyor. Ben muhakkak Mor Gabriel Manastırı’na gidildiğinde rehberlerin gelen turistlere Süryanice ile tanıtım yapmalarını çok istiyorum. Ben bunu manastır yönetimine de aktardım.” dedi.
Farklı kültür ve inançtan insanların huzur içinde yüzyıllardır beraber yaşamalarının Midyat’ın en güzel yönü olduğunu söyleyen Bingöl, “1958 yılında yapımı tamamlanan Devlet konukevi Midyat için çok önemli bir değer taşımıyor. Midyat’ın gerçek değeri o yapının altında bulunan mağarada bir zamanlar yaşayan insanlardan geriye kalan izlerdir. Bizlerin bu eski yaşamdan günümüze miras kalan izleri hissetmemiz ve gelen turistlere de bunu aktarmamız gerekiyor.” diye konuştu.
“ÜRÜNÜ SATARKEN İNSAFLI OLMALIYIZ”
Devlet konukevi yanında bulunan tarihi binanın restorasyonun tamamlanmak üzere olduğunu belirten Bingöl, tarihi binanın özel sektör tarafından işletilmesi konusunda bir çalışmalarının olabileceğini hatırlatarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bizim buraya gelen turistler para harcamaktan korkan insanlar yani dar gelirli insanlar. Bu yüzden bir ürünü satarken insaflı olmalıyız. Ben Midyat’a gelir gelmez konukevinde satılan çayın bir lira olan fiyatını elli kuruşa indirdim. Ben bile çayı bir liradan içmem sivil hayatta. Bende bu bölgenin çocuğuyum bu fiyat bana çok fazla. Turistler İstanbul’dan da geliyor olsalar bile bu bakış değişmez. İstanbul’daki Hristiyan vatandaşımız da gelse çayı Midyat’ta bu fiyata içmez. Elli kuruşa satılsa sirkülasyondan kazanç elde edilir. Gelen turistler de rahat rahat çay içmiş olur. Düşünün, bir öğretmen beş misafirini getiriyor ve bunlara çay içirse beş lirası hemen gidecek. Giriş için de beş lira öderse o öğretmen o gün yapacağı tüm harcamasını tüketmiş olur.”
Toplantıda otel işletmecileri de söz alarak taleplerini ve hedeflerini açıkladılar. Toplantı sonucunda bölgenin turizm potansiyeli ve eksiklikleri ile ilgili bir çalışma yapılması ve bu çalışma sonucunda oluşacak rapora göre hareket edilmesi karara bağlandı.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.