Midyat İlçesi'nde yaşayan Süryaniler, IŞİD'in ele geçirdiği Irak'ın Musul kenti ile diğer bölgelerde Süryanilere karşı yapılan saldırıları protesto etti.

Midyat Süryani Dernekler Federasyonu (SÜDEF), Avrupa Süryaniler Birliği (ESU) Türkiye Temsilciliği, Süryani Kadın Merkezi (SURKADİM), Bethzabday (İdil) Süryani Kiliseleri Vakfı üyeleri ile Süryani vatandaşlar, Irak ve Suriye'de Süryanilere karşı yapılan saldırıları kınadı. Protestoda IŞİD'in ele geçirdiği Irak'ın Musul kentinde, Hıristiyanları belirtmek için evlerini Arapça, 'N' (Nasrini) harfiyle işaretlemesine dikkat çekmek için Hıristiyan yazılı dövizler ile 'Ninova ve Gozarto'da soykırıma izin vermeyeceğiz' yazılı pankart taşıdı.

Avrupa Süryaniler Birliği (ESU) Türkiye Temsilcisi Tuma Çelik, Irak'ın Ninova, Suriye'nin Kobane ve Filistin'in Gazze bölgelerinde bir insanlık dramı yaşandığını söyledi. Israil'in Filistin halkına karşı saldırılarını durdurmasını isteyen Çelik, IŞİD'in Hıristiyan Süryanileri düşman ilan ettiğini ve Musul'da başta Hıristiyanlara olmak üzere etnik ve dini farklılıklara karşı zulüm yapmaya başladığını söyledi.

‘İSRAİL, FİLİSTİN HALKINA KARŞI SALDIRILARINI DURDURMALI’

Irak, Suriye ve Filistin’de yaşanan olaylar ile ilgili sessiz kalmanın işlenebilecek en büyük suç olduğunu belirten Çelik, “Çünkü Ortadoğu ve Mezopotamya’nın asil kavimlerine ve tarihsel, kültürel değerlerine karşı bir soykırım siyaseti uygulanmaktadır. Bölgemizde bir başka trajedi daha yaşanmaktadır. Filistin-İsrail arasındaki ilkel intikam zihniyetinden güç alan çevreler Gazze'de büyük bir katliama sebep olmaktadırlar. Bizler İsrail’in Filistin halkına karşı saldırılarını hemen durdurmasını ve sorunun kalıcı temellerde çözülmesini, bölge ve dünya barışına büyük bir katkı sunacağına inanıyoruz.” dedi. 

‘İSLAMİYET’LE UZAKTAN YAKINDAN ALAKASI YOK’

Çelik, “Gerici zihniyetin baş hedefi olan Süryani halkı, mevcut saldırılardan büyük bir zarar görmektedir. Geçmişte; Ortadoğu’daki ülkelerde yaşayan Hıristiyanlara, değişik isimler altında faaliyet gösteren cihatçı örgütler tarafından saldırılar yapılmışken, günümüzde Işid (Irak Şam İslam Devleti) terörist örgütü aleni bir şekilde Hıristiyan Süryanileri düşman olarak ilan etmiştir. Gerçek İslamiyet’le uzaktan yakından alakası olmayan bu örgüt insanlığa karşı yaptığı barbarca eylemlerle suç işlemektedir. İnsanlara sadistçe zulümler, işkenceler uygulayarak kesip yaktıkları insanların görüntülerini internette yayınlayıp insanlık değerlerini hiçe sayıyorlar. Bu örgütü kontrol edip işleten güçler, halkları kendi planlarından birisini tercih etmeye zorlamak için vahşet yayıyorlar.” diye konuştu. 

‘KİLİSELERİ YAKIP YIKTILAR, DİNİ SEMBOLLERE HAKARET ETTİLER’ 

Musul şehrinin kontrolünü ele geçiren Işid’in, başta Hıristiyanlara olmak üzere etnik ve dini farklılıklara karşı zulüm yapmaya başladığını kaydeden Çelik, şöyle konuştu:

“9 Haziran 2014 tarihinde Musul şehrinin kontrolünü ele geçiren Işid, başta Hıristiyanlara olmak üzere etnik ve dini farklılıklara karşı zulüm yapmaya başlamıştır. Kiliseleri yakıp yıktılar, dini sembollere hakaret edip tahrip ettiler, ev ve iş yerlerine el koyup, bütün Hıristiyanları din değiştirmeye zorladılar ve bunları kabul etmeyenleri de yerlerinden yurtlarından sürdüler. Hıristiyan halklara yapılan bu uygulamaların benzeri Ezidi, Şebek, Şii ve diğer gruplara karşı da yapıldı. Işid’in Musul'daki zulmü ve dini-etnik temizlik politikaların hala devam etmektedir. Işid ve diğer kökten dinci örgütler, Suriye’de de; Kürt, Süryani ve Ermeni başta olmak üzere birçok etnik gruba karşı saldırıları Ergün biraz daha yoğunlaşmakta ve katliamlar yapmaktadır. Dini liderleri, rahibeleri, kadın ve çocukları, sefil insanları kaçırmakta ve topluma korku salmak için halkın gözleri önünde barbarca öldürmektedir. Kobane’de son aylarda büyük bir katliam provası yapılırken maalesef birçok kişi ve kurum Musul’da Kobane’de yaşananları seyretmekle yetinmektedir.”

‘HÜKÜMET IŞİD'İN YAPTIKLARINA GÖZ YUMMAKTAN VAZGEÇMELİ’

“Defalarca soykırım ve katliamlardan geçirilmiş olan Süryani halkını da bir başka soykırımı yaşama tehlikesini durdurmak için birlik halinde mücadele etmeye ve sesini dünya kamuoyuna duyurmaya çağırıyoruz” diyen Çelik konuşmasını şöyle tamamladı:

“Uluslararası ve bölgemizdeki bazı güçlerden destek alan Işid bugün; Süryani, Ermeni, Kürt, Ezidi, Alevi, Şebek, Dürzi ve diğer bazı gruplar için bir tehdit oluşturuyorsa, yarın bütün bölge halkları ve insanlık için tehlikeli bir sorun haline geleceğini unutmamak gerekir. Zaten Işid gibi ipleri başka güçlerin elinde olan bir örgütün ömrü uzun olmayacaktır. Çünkü uygulamaları ve zihniyeti çağımızın dinamik ve düşünceleriyle uyuşmamaktadır. Gelinen aşama bu tür ideolojileri çoktan aşmış ve tarihin çöp sepetine atmıştır. Gozarto, Kobane, Afrin kantonlarında halkların kahramanca direnişi Işid ve benzer örgütlerin soykırımlarına izin vermeyecektir. Musul'daki insanlık dışı uygulamalar da bir gün mutlaka son bulacak ve Süryani-Keldani-Asuri halkı da kendi ulusal kimliği ve değerleriyle anayurdunda özgürce yaşama statüsünü kazanacaktır. Bu temelde Işid ve benzeri güçlerin yaptığı baskı ve insanlık dışı uygulamaları lanetliyor ve nefretle kınıyoruz. Türkiye hükümetini de; Işid'in yaptıklarına göz yummaktan vazgeçmeye ve Musul’daki kardeşlerimize yapılan zulmü durdurmak için girişimlerde bulunmaya davet ediyoruz. Ayrıca Birlemiş Milletleri, Avrupa Birliği'ni, ABD ve Rusya'yı da yaşananlara müdahale etmeye çağırıyoruz.”

Gurup basın açıklamasının ardından olaysız bir şekilde dağıldı.