'Suikasti ciddiye almadım'
Bahçeli, kahvaltıda gazetecilere yaptığı açıklamada suikast iddialarına cevap verdi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, kendisine yönelik suikast iddialarını değerlendirirken, “Türkiye’de gelişen siyasi ve sosyal olaylar ve bu olayları tetikleyen terörist faaliyetler devam ettiği sürece, her millet evladı gibi siyasette aktif rol üstlenmiş olanların daha bir risk taşıdığını bilmek lazım. Buna karşı da cesaretli olmakta yarar vardır. Ciddiye alınacak bir tarafı olduğu kanaatinde değilim” dedi.
Bahçeli, “Geleneksel Kahvaltılı Sohbet Toplantısı”nda gazete, televizyon ve haber ajanslarının temsilcileriyle Ankara Sheraton Hotel’de bir araya geldi. Bahçeli, sözlerine Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın sağlık durumuna değinerek başladı. Bahçeli, “Sayın Başbakanın bugün mesaisine başlamış olması, bizi oldukça memnun etmiştir. Kendilerine sağlıklar hayırlı görevler diliyoruz” dedi. Temsilcilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtlayan Bahçeli, suikast iddialarını değerlendirdi.
Bahçeli, “Türkiye’de gelişen siyasi ve sosyal olaylar ve bu olayları tetikleyen terörist faaliyetler devam ettiği sürece, her millet evladı gibi siyasette aktif rol üstlenmiş olan insanların bir risk taşıdığını bilmek lazımdır. Buna karşı da cesaretli olmakta yarar vardır” dedi. Zaman zaman doğruluk derecesi tam bilinmemekle beraber, bazen başbakanlar, bazen bakanlar, bazen siyasiler üzerinde bir suikast sözcüğü geliştirilerek gündeme taşındığını söyleyen Bahçeli, şöyle devam etti:
“Bir yıldan bu yana araştırıldığı ifade ediliyor savcılıklar tarafından. Ama böyle bir konuyu hiç hissetmedim. Böyle bir süreç içinde yanımızda olağanüstü bir güvenlik tedbiri alınmış olmasını da hissetmedim. Ama bir yıllık sürede bir terör örgütü adı bugüne kadar nedir, geçmişte Türk intikam tugayı vardı, zannediyorum kelimelerle, harflerle genişletilmiş yeni bir örgüt türü ortaya çıkmış.
Ciddiye alınacak bir tarafı olduğu kanaatinde değilim. Ancak bizi üzen burada, böyle bir suikastın amacının Türkiye’de bir kardeş kavgasını başlatmak, onların ifadesiyle bir Türk-Kürt kavgası başlatmak için, MHP’nin bir terörist faaliyetler içerisinden üretilmiş bir siyasi kurumla benzeştirilerek böyle bir teşebbüsün olabileceğini söylemesi tabii, milliyetçi camiayı oldukça üzer. MHP, böyle bir kardeş kavgasının ne başlatıcısı, ne sürdürücüsü olur ne de böyle bir olayı düşünür. MHP için hedef milletin birliği, dirliğidir ve bin yıllık kardeşliğin devamı konusudur. 9 kişi tutuklanıyor, 5 kişi serbest kalıyor. Zannediyorum diğerleri de 1 hafta 10 güne kadar serbest kalır. Türkiye2yi meşgul eden gündem de böylelikle ortadan kalkmış olur. O bakımdan MHP’nin üzerinde duracağı bir konu değil, MHP’liler inançlı insanlardır. Her türlü olaylara karşı da bu inançları doğrultusunda cesaretlidirler. Bundan da çekinmemek lazım.”
-“BUGÜNKÜ MECLİS, PARÇALANMIŞ BİR AKP SÖZ KONUSU OLSA DAHİ, SAĞLIKLI BİR İKTİDAR ORTAYA ÇIKARMAYA UYGUN DEĞİL”
Bahçeli, şike yasasının AKP içinde ayrışmaya neden olduğu iddiaları konusundaki değerlendirmelerinin hatırlatılması üzerine, Türkiye’de köklü bir anayasa reformunun başlatılacağı ifade edildiği, böyle bir ortamda Türkiye’nin eşzamanlı olarak komşu ülkelerinde sıkıntıları olduğu, terörün tırmandığı, açılımın olumsuz sonuçlarını gösterdiği bir dönemde, Ortadoğu’da da sıcak gelişmelerin hala devam ettiği bir süreçte Türkiye’nin her şeyden önce “istikrar” içinde bulunması gerektiğini ifade etti.
Bahçeli, “O bakımdan Sayın Başbakanın rahatsızlık süreciyle de örtüşen bir dönemde bir şike ve prim konusunun aniden tartışmaya getirilerek Sayın Cumhurbaşkanı tarafından vetosuyla başlayan arkasından da parti bakan ve yöneticilerinin farklı ifadelerle bir tartışmayı Türkiye’nin gündemine getirmenin doğru olmayacağı düşüncesinden hareketle, şu aşamada AKP’de herhangi bir çatlamanın, parçalanmanın, bölünmenin, ülkemize sağlayacağı bir faydanın olmayacağı düşüncesiyle, Antalya’da yapılan bir belediyeler toplantısı sonrası, bizimle beraber olayları izleyen basın mensubu arkadaşlara yolda yaptığımız bir değerlendirmedir” dedi.
Geçmişte benzeri bir olayın olduğunu, 2002 yılında bazı siyasal krizlerin işaret gösterdiği bir ortamda, DSP’den 30’a yakın milletvekilinin ayrılmasıyla siyasi bir kriz meydana geldiğini ifade eden Bahçeli, “Bu kriz sürecinde Malatya’ya yapmakta olduğum bir seyahatte, özellikle Türkiye’nin böyle bir ortamda bir krizin yaşanmaması gerektiğinden hareketle DSP mensubu olan milletvekili arkadaşlara da seslenerek, ‘partinizin iç işlerine karışmak istemiyoruz, haddimiz de yoktur, ancak ülkenin bugünkü şartları içinde partinin parçalanması çok yanlış sonuçlara doğru ülkeyi götürebilir, o bakımdan partinize dönmenizde yarar vardır’ diye ifade etmiştim. Aradan geçen 9 yılda, krizden sonra ortaya çıkacak sonuçların kimseye fayda getirmediği tecrübesiyle, Ortadoğu’nun bu karmaşık ortamıyla, özelikle de Suriye ile yakın bir savaş tehdidinin tartışıldığı bir sürede, siyasi iktidar üzerinde bir kaos yaratılarak istikrarsızlık, ülkemize bir fayda getirmez” dedi.
Böyle bir sonuç olsa bile “gerçekçi olmak lazım” diyen Bahçeli, “Bugünkü meclisin yapısı, parçalanmış bir AKP söz konusu olsa dahi, sağlıklı bir iktidarı ortaya çıkarmaya uygun değildir. Çünkü TBMM’de 326 milletvekili ile AKP tek başına iktidardır. O sebepten dolayı böyle bir kaosun ülkeye fayda getirmeyeceğini düşünerek bu açıklamayı yapmıştım” dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Cumhurbaşkanlığı görev süresi konusunda, “Eğer arkasında farklı bir siyasi niyet yok ise hiçbir siyasi partinin başta da Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün itiraz etmeyeceği konu, Cumhurbaşkanlığı süresinin beş yıl olmasıdır” dedi.
Bahçeli, “Geleneksel Kahvaltılı Sohbet Toplantısı”nda gazete, televizyon ve haber ajanslarının temsilcileriyle Ankara Sheraton Hotel’de bir araya geldi. Temsilcilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtlayan Bahçeli, Cumhurbaşkanlığı seçimleri konusunda MHP’nin düşüncesi çok net olduğunu ifade ederek, “2007 yılı öncesinde 27 Nisan’da Cumhurbaşkanlığı seçimi süreci başladı. O süreç içinde kimin aday olması gerektiği konusunda siyasi iktidarın iki ismi üzerinde odaklaşmasına rağmen, Sayın Abdullah Gül aday olarak takdim edilmiş, 2 turda beklenen sonuç alınamamıştı ve bir 367 kilidi TBMM’ye vurulmuştu” dedi.
Anayasa mahkemesine gidişle beraber, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin siyasi hayatı da “kilitlemesi” sonucunda bir erken seçimin gündeme geldiğini ifade eden Bahçeli, “MHP 367 kilidini açmıştır. Bu çok önemlidir ve siyasi tarihimizde de önemli ve hayırlı bir adımdır. AKP’nin önereceği bir adayın arkasında durmak değildir. Türkiye’nin siyasi tıkanmışlığını ve tıkanmanın kilidi olan 367 rakamını ortadan kaldıran bir siyasi tavrı MHP ortaya koymuştur. Bir tek cümle ile ifade etmiştir; ‘biz o gün mecliste olacağız’ demiştir. Nitekim kilit açılmıştır, MHP de kendi adayını ortaya koymuştur ve bu siyasi tıkanmışlık ortadan kaldırılmıştır” dedi.
Bahçeli, 31 Mayıs 2007 tarihinde yapılan Anayasa değişikliği ile Türkiye’de milletvekilliği seçim sürecinin beş yıldan dört yıla indirildiğini, Cumhurbaşkanlığı seçimlerine de beş artı beş formülü getirildiğini belirtirken, “Hal böyle olunca yeni bir Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinin başladığı bir yerde, yine 2007’lere doğru giderek, hem parti içinde hem adaylar arasında yeni bir tartışmayla farklı bir gündem Türkiye’ye taşınarak Türkiye’nin 2012 yılını değerlendirme ve ileriye götürmek şansını kaybettirmemek lazımdır” dedi. Bahçeli, “Eğer arkasında farklı bir siyasi niyet yok ise hiçbir siyasi partinin başta da Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün itiraz etmeyeceği konu, Cumhurbaşkanlığı süresinin beş yıl olmasıdır, eğer Sayın Cumhurbaşkanı arzuluyorsa, 2. beş yılı da bir demokratik hak olarak kullanmasıdır. Ama yedi yıl olduğunda Cumhurbaşkanlığı bu şansı yoktur, yedi yıl olduğunda 2014’te Türkiye ne olacak o belli değildir. Sonra o Cumhurbaşkanlığı seçiminde Türkiye nereye götürülecek, bunu da ülke sorumluluğunu üstlenmiş kişilerin iyi düşünmesi lazım”dır dedi.
Bahçeli, 31 Mayıs 2007’deki Anayasa değişikliğiyle Cumhurbaşkanlığı seçimi 5 artı 5 şekline dönüştüğünü, milletvekili seçiminde de 5’ten 4’e düştüğünü belirterek, “Milletvekillerinden ‘biz bir yıl kaybettik, hakkımızı istiyoruz’ diye bir ses gelmediğine göre Cumhurbaşkanından da yedi yıl için ses gelmemesi lazım” diye konuştu.
-“İKTİDAR KARARI MECLİS ARACILIĞIYLA OLUŞTURURSA DAHA SAĞLIKLI OLUR”-
Bahçeli, bu işi çözmek için samimi olunması gerektiğini ifade ederken, “Siyasi iktidar, TBMM’de 326 milletvekiliyle var. Orada bir tanesi dedi ki, ‘7 olsun.’ Veya kanaatleri değişti, ‘8 olsun, 15 olsun’ dediler. 50 milletvekili ne yapacaksınız? İşi çözmek için samimi ve ciddi olmak lazım. İktidar kararını Meclis aracılığıyla oluşturursa daha sağlıklı olur. Yoksa YSK’ya belli hedeflerle, kendisinin istediği şekilde olursa uygun olmaz. Cumhurbaşkanlığı seçimleri naziktir Türkiye için” dedi.
-“AYAKLARIMIZI YERDEN KESMEYİN”-
Bahçeli, kendisine yöneltilen Cumhurbaşkanlığı için aday olup olmayacağı sorusuna ise, “Bizim ayaklarımızı yerden kesmeyin” cevabını verdi.
Bahçeli, Cumhurbaşkanı Gül ile ilişkilerine yönelik bir soru üzerine de, “Sayın Cumhurbaşkanı hangi konuda davette bulunacağına dikkat etmelidir” cevabını verdi.
-“MEVCUT SİSTEMDE YARAR VAR”-
Bahçeli Başkanlık sistemi konusunda ise, MHP’nin geçmişten bugüne netleşmiş görüşleri olduğunu ifade ederek, Türk siyasi hayatında parti programında Başkanlık sistemine yer veren ilk partinin MHP olduğunu belirtti. MHP’nin Başkanlık sistemini savunduğunu, ancak gelişen siyasi olaylar neticesinde, parlamenter sistemin TBMM’de bir üyenin Cumhurbaşkanı olarak seçilmesini yararlı gördüğünü ve o sürecin hala devam ettiğini kaydeden Bahçeli, “Fakat şu an Anayasa tartışmaları sürdürülürken, Başkanlık sistemini de tekrar bu tartışmaların içine çekebilirler. Şahsi kanaatim, parlamenter sistem içerisinde, Cumhurbaşkanının yetki, görev ve sorumluluğunu tekrar gözden geçirilmek suretiyle, TBMM’den seçilmesi, iç ve dış taleplere cevap verebilir. ‘Halk oylamasıyla seçim çok faydalıdır’ dense de Türkiye açısından doğabilecek fayda ve riskleri iyi görmek lazım” dedi.
-ETNİK KİMLİK VURGUSU-
Bahçeli, “İleriki günlerde ‘kimin ne olduğu, ne kadar olduğu’ tartışmaları sürdürülürken, birisi ben ‘şu kimlikteyim ve bu kimlikle aday oluyorum ve oy talep ediyorum’ dendiğinde, o kişinin aldığı oy o şahsa verilmiş oy mudur, o kimliğe verilmiş oy mudur? tartışması başlarsa Türkiye hangi noktaya doğru götürülür? Bunları da iyi düşünmek lazım dedi. Bahçeli, soru üzerine etnik kimlikleri kastettiğini ifade etti.
-“SÜRECİ SIKIŞTRMAYA GEREK YOK”-
Yeni Anayasa çalışmalarına konusunda Bahçeli, “süreci sıkıştırmaya gerek yok” uyarısında bulunurken, sadece parlamentoda temsil edilen partilerle değil, toplumun her kesiminden, daha olgun, daha geniş tabanlı anayasa çalışmasının devam ettiğini belirtti. Bahçeli, “Önümüzdeki günlerde de bu süreç biraz daha hızlanacaktır. Komisyonun kuruluşu, çalışma usul ve esasları, bu konuda dört ayrı dünya görüşüne sahip partilerin anlaşma zemininde bulunmaları önemli ayrıntılardır. Bunlardan sonra diğer çalışmalara sıra gelecektir. İnanıyorum ki önümüzdeki günlerde Türkiye’nin geleceği için çok yaralı bir Anayasa çalışması gerçekleşecektir. ‘Şu güne bitirmek lazım” diye yaralı bereli bir iş yapmamak lazım” diye konuştu.
Bahçeli, Anayasa konusunda MHP’nin kırmızı çizgileri olu olmadığının sorulması üzerine, “MHP her türlü katkıyı sağlarken, kendinden, özünden vazgeçen bir anlayışa sahip değildir. Kırmızı çizgileri bu şekilde ortaya koyacağız ve devam edeceğiz. Siyaseten MHP bir tavır ortaya koyarken, rüzgarın esiş yönüne göre hareket etmez. Kendi üslubuna göre hareket eder” dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, şike yasası konusunda “siyasetçilerin üzerine düşeni yaptığını” ifade ederek, “Bundan sonra görev ve sorumluluk sporcularda olması lazımdır. Acımasız hareket etmek doğru değildir. 100 yılı aşmış spor kulüplerimizin bulunduğu bir ortamda, şikeyi kim yapmışsa ondan sormak gerekirken o 100 yıllık çınarlardan hesap sormak Türk sporunu geriye götürmek olur. Bu bir anlamda siyasi partilerin kapatılmasıyla benzer bir durumdur” dedi.
Bahçeli, “Geleneksel Kahvaltılı Sohbet Toplantısı”nda gazete, televizyon ve haber ajanslarının temsilcileriyle Ankara Sheraton Hotel’de bir araya geldi. Temsilcilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtlayan Bahçeli, şike yasası konusunda, bu yasaya daha önce de destek vereceklerini, ancak bu sorunun çözümünün 326 milletvekili ile temsil edilen AKP ile başlatılması gerektiğini, eğer AKP böyle bir çalışma başlatırsa onun arkasında duracaklarını söylediklerini ifade ederek, “Nitekim de durduk” dedi.
Bahçeli, “Sayın Cumhurbaşkanının bu süreçte nelerle meşgul olduğunu tam bilemiyoruz ama bugünden Türkiye’yi meşgul ederken gözden kaçırıp yasa meclisten çıktıktan sonra, bir seyahat öncesinde alelacele ‘ben de rahatsızım’ cümlesi bir tabi ki vetoyu gündeme getirecekti. Rahatsız olup veto etmemesi ayrı bir sıkıntı, rahatsız olup veto etmemesi ayrı bir sıkıntı olmuştur. Sonuçta TBMM’ye konu tekrar gelmiştir, MHP arkasında durmuştur. Şike, prim, sporda şiddet konusu Türkiye gündeminden düşmüştür” diye konuştu. Şimdi bütün sorunun artık futbolcularla, futbolu yönetenler ve onlara gönül veren taraftarlar arasındaki üçlü dengeye bağlı olduğunu belirten Bahçeli, “Siyasetçiler üzerine düşeni yapmıştır. Bundan sonra görev ve sorumluluk sporcularda olması lazımdır. Bir de acımasız hareket etmek doğru değildir. 100 yılı aşmış spor kulüplerimizin bulunduğu bir ortamda, şikeyi kim yapmışsa ondan sormak gerekirken o 100 yıllık çınarlardan hesap sormak Türk sporunu geriye götürmek olur. Bu bir anlamda siyasi partilerin kapatılmasıyla benzer bir durumdur. Partilerin kapatılmasına vesile olanlar siyasete her türlü yolla devam ederken, o partilerin siyasi tarihe gömülmüş olmasının bugün için hala sıkıntıları çekilmektedir” dedi.
-UZUN TUTUKLULUK SÜRELERİ: “GÜN GELİR DEVİR DEĞİŞİR”
Bahçeli, uzun tutukluluk sürelerinin gündeme getirilmesi üzerine, MHP’nin “değerli bir” milletvekilinin CHP ve BDP’li milletvekilleriyle beraber milletvekili seçilmesine rağmen bu hakkını kullanamadığını belirterek, “Bu Türkiye’de ayrıca bir siyasi ve demokrasi ayıbı olarak dikkat çekmektedir. Bir yandan millet iradesinin arkasında koşacaksınız, daha ileri demokrasi için her türlü reformu yapmaya hazır olduğunuz ifade edeceksiniz ama milletin iradesiyle seçilmiş olan milletvekillerinin tutukluk halinden bir yerde ‘kıskaç altında’ bulunduracaksınız. Bu bir çelişkidir. Bunun aşılması lazım” dedi. Bunun için iki yol bulunduğunu, ilkinin bu süreçteki yargının hızlanarak olayları sonuca götürmesi olacağını söyleyen Bahçeli, şunları dedi:
“Eğer bu çözülmüyorsa hala bunu Türkiye gündeminde tutarak, buradan siyasi sonuçlar elde etmeye çalışan siyasi iktidar ise, 329 milletvekilliği çoğunluğu ile Türkiye’nin iktidarıdır. Acaba aynı durum iktidar partisinin milletvekillerinde olsaydı tavrı ne olurdu? Bunu da sormak lazım. Bize göre bu konuyu Türkiye’de siyasetin malzemesi yapmadan çözmenin bir yolunu bulmalıyız. Bizim değerli milletvekillerimiz bugün Silivri’de bulunmaktadır. Hala gönlümüzde milletvekilidir. Tutukluluğunun kaldırılarak aramıza gelmek istediğini biliyoruz. Ama çok sabırlı bir şahsiyettir. Ülke için her riske göğüs germiş bir kişinin bu kısıtlamaya da sabırla aşacağını ve bir gün mutlaka aramıza geleceğini diğer milletvekilleri gibi ümit etmekteyiz” dedi.
-CHP’YE DESTEK-
Bahçeli, “Bir partinin önerisini farklılaştırarak, saptırarak, çok daha farklı mecralara giderek bunu da medya ile bu manada değerlendirerek, tutukluluk meselesini kilitlemeye de Sayın Adalet Bakanı çok heves etmesin. Gün gelir devir değişir. Ne olacağı belli olmaz. Her şartı siyasetçi düşünmeli ve görmelidir. Türkiye bu manada siyaset laboratuarıdır. Bunu iyi anlamak lazımdır” diye konuştu.
-“YARGI MENSUBU MİLİTAN OLURSA MİLİTANLARI KİM NASIL AYIKLAYACAK”
Bahçeli “yargının militanlaşması” tartışmalarına ilişkin ise, “Türkiye’de herkes militan olabilir de yargı mensubunun olmaması lazım. Yargı mensubu da militan olursa militanları kim nasıl ayıklayacaktır” dedi. Bahçeli, “Şu anki yargı mensuplarını militan olarak görüyor musunuz?” sorusuna da “Çoğunu tanımıyorum tanımadığım insanlar hakkında da ‘bunlar militandır’ demek de siyasi edeple bağdaşmaz” cevabını verdi.
-‘KASET’LERDE BİR GELİŞME YOK-
Bahçeli, genel seçimler öncesinde MHP’li bazı yöneticilere ait internete düşen görüntülere ilişkin o süreçten bu zaman bir gelişme olup olmadığının sorulması üzerine, sahip oldukları bütün bilgilerin savcılığa verildiğini, fakat 12 Haziran’dan bugüne kadar geçen süreç içinde savcıların faaliyetlerinde bir ilerleme olmadığının görüldüğünü belirtti. “Savcıların nasıl bir çalışma içinde olduklarını kestirmek zor” diyen Bahçeli, “Bizim arzumuz kendilerine verdiğimiz bilgiler doğrultusunda bir an evvel bunun sonuçlandırılması ve kamuoyuyla paylaşılmasıdır. Bu tür davranışları her zaman kullanmış olan kişilerin içerde ve dışarıda kimler olduğu konusunda gerekli tedbirlerin alınmasıdır. İftiranın sonu gelmez. Çığ gibi yuvarlana yuvarlana büyür ve bir gün bütün siyasetçileri belki içine alır” dedi.
Bahçeli, “kasetlerden ders çıkarıldı mı?” sorusu üzerine de, “Dersleri bize bırakın. Çıkardığımız derslerden sizi fazla ilgilendiren yok. MHP o konu üzerinde çok ciddi durmaktadır. Arkasında neyin olduğunu iyi görmek istemektedir. Sahip olduğu bilgileri de savcılığa vermiştir. Savcılıkların bir an önce çözmesi konusunda iktidar yardımcı olmalıdır.
MHP’nin sırtında bir kambur gibi yararlanmak isteyenlere söyleyeceğimiz bir söz yoktur. Onlar da bildiğini yapsın deriz. Biz inandığımız yolda devam edeceğiz” dedi.
-TARİH ŞURASI ÖNERİSİ-
Faili meçhul cinayetler soruşturmasının hatırlatılması üzerine de Bahçeli, “İyiye doğru gitmesi noktasında herkesin çaba sarfettiği bir süreçte Türkiye’nin tarihini kaşıyarak yanlış bilgilendirmelerle kamuoyu oluşturarak, her gün de yeni tartışmalar meydana getirerek Türkiye’yi bir krize, iç barışı tehdit eder konuma getirmenin faydası olmadığı kanaatindeyiz” dedi. Başbakan’a seslenen Bahçeli, “Devletin tüm arşivleri, Genelkurmay, devlet arşivleri genel müdürlüğü belgeleri, ne var ise bunları bir tarih şurasındaki değerli uzmanların önüne koyarak, Türkiye’de ne olup bitmişse her şeyi inceleyip, kamuoyu ve dünya ile paylaşmasında yarar vardır. Bu böyle olmazsa bundan en fazla yararlanacak olanlar, geçmişin emperyalist, şimdinin küresel güçleri olacaktır. Türkiye daha akıllı hareket etmek zorundadır. Onların belgelerinde ne çıkar ileride belli olmaz” dedi.
Siyasilerin yanında bir de “gezginci tarihçilerin” çıktığını ifade eden Bahçeli, “Bilimden uzak, işi gücü bırakmış birilerinden maaş alıyor, Türkiye’nin bir bölgesine gidiyor, orada bazı insanlarla konuşuyor, kimin ne dediği meçhul sonra da televizyonlara çıkıyor, Allah selamet versin sabaha kadar da MHP’nin nokta kadar haberini vermeyen televizyonlar, bu saçmalıkları sabaha kadar dinletmeye ve tekraren de göstermeye toplumu mecbur bırakıyor” dedi.
-DIŞ POLİTİKA: “TÜRKİYE BU ATEŞ ÇEMBERİNDEN ÇEKİLMELİ”
Dış politika konusundaki soruları da yanıtlayan Bahçeli, siyasi iktidarın çok yönlü ve derin düşünmesi gerektiğini belirtirken, “Kulağa hoş gelen ifadelerle dış politika yürümez. Sıfır sorun deniliyor ama sorun bitmiyor da sıfırlar artıyor. Giderek çoğalan bir sorun yumağıyla ülke karşı karşıya kalıyor. Komşu ülkelerden bazılarını seçerek, bazı konularda yönlendirerek, demokrasi, özgürlük gibi kimsenin itiraz etmeyeceği güzel kavramlar altında bir şövalye yöntemi deniyorlar. Bazı konularda dostlukların başladığı dönemde şimdi düşmanlığın başlamasını AKP nasıl izah edecek?” diye sordu. Arap ülkelerinde, Ortadoğu’da meydana gelen olayların ülkelerin kendi iç dinamikleriyle, toprak bütünlüğünü koruyarak, demokrasinin bütün enstrümanlarını kullanarak çözmesinde yarar olduğunu vurgulayan Bahçeli, “Savaş tehdidiyle olaylara farklı bir müdahale yolunu Türkiye’nin tercih etmesi yanlış olur. Gün gelir bir başkası da buna benzer sebeplerle uluslar arası destekle Türkiye’yi gündeme taşırsa ne olur? Türkiye’yi bu ateş çemberinden çekerek, istikrarı koruyan, çevre ülkelere örnek teşkil edecek hale getirmek lazım. Arap ligi toplanıyor, demokrasi öneriyor fakat Arap liginde hiçbir demokrasiyi uygulayan ülke de bulunmuyor. Türkiye bu kadar saf mı? Dış politika nazik bir konudur ve her şeyden evvel Türkiye’yi düşünmek lazımdır” dedi.
-“FOTOĞRAFLARA TAKILMAYIN”-
Bahçeli bir süre Türkiye’nin gündemini meşgul eden, Başbakan Erdoğan’ın yanında Genelkurmay Başkanlığı koltuğunun olmadığı YAŞ(Yüksek Askeri Şura) fotoğrafının hatırlatılması üzerine de, “Fotoğraflara takılmayın. Kim nereye oturursa otursun. Önemli olan oturduğu yerdeki görev ve sorumluluğun farkında olsun” dedi.
Bahçeli, klasik araba tutkusu olup olmadığı konusunda ise, “Zaman zaman Ankara’nın içersinde gezilerimiz oluyor. Klasik arabalar da var. Onlarla zaman zaman geziyoruz. Biz de değişen bir şey yok, sürekli kravat kullanan bir kişiyim. Şimdi moda siyasilerde olduğu gibi kravatı çıkardığım gün herhalde araba kadar haber niteliği taşır diye düşünüyorum” dedi. Araba koleksiyonunun olup olmadığının sorulması üzerine Bahçeli, üç adet klasik arabasının olduğunu ifade etti.
-MELELER: “BAŞKA YÖNDEN TÜRKİYE’DE BİR YARA AÇMASIN ARZUSUNDAYIZ”
Bahçeli yine bir soru üzerine, “mele” konusunun da yeni olmadığını kaydederek, “Bunları kamuoyuna sunarken, sorunlara yeni başlanılmış gibi sunmamak lazım. Bugünkü imam hatip kadrosu yetersiz kalıyorsa, bunu yeterli hale getirmek için... Geçmişte uygulandığı gibi bunların başka amaçlarla kullanılmasına müsaade edebilecek yeni kavramlarla takviye etmeyi doğru bulmuyoruz. Başka yönden Türkiye’de bir yara açmasın arzusundayız. Daha önceden bilmediğimiz ulemaların ortaya çıkıp, bunlar hakkında televizyonlarda ileri geri konuşması Türkiye’yi yeni bir gündeme, karanlığa sürükler endişemiz var” dedi.
-BEŞİKTAŞ GALİBİYETİNE ESPRİLİ YANIT-
MHP Lideri Bahçeli, taraftarı olduğu Beşiktaş’ın Stoke City’i 3-1 mağlup etmesini nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine ise, “Bu sorular, edindiğim bilgi ve tecrübeye göre toplantının sona erdiğini gösteriyor. Tabi Beşiktaş sonuç aldı, çok memnunum ama bu sorunun gerçek anlamı üzerine; katılım sağlayan bütün arkadaşlara teşekkür ediyorum” dedi.
ANKA
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.