Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) Midyat Temsilciliği, Ortadoğu'da yaşanan zulmün halkların bir kaderi olmadığını ifade etti.

Eğitim-Sen Midyat Temsilciliği, Suriye, Irak ve Mısır’da meydana gelen olaylar ve katliamlarla ile ilgili yazılı bir açıklama yaptı. 

Eğitim-Sen Midyat Temsilcisi Reşit Aslan tarafından yapılan açıklamada, Rojava'da (Suriye'nin kuzeyi), Irak ve Mısır’da çıkan çatışmalarda çocuk, kadın ve yaşlıların da öldürülmesi, sivil yerleşim yerlerinin saldırıya uğraması, bombalanması, insanların yaşam alanlarından sürülmesi ve yaşam ve barınma haklarının ihlal edilmesinin kabul edilemez olduğunu söyledi. Arslan, daha fazla insanın hayatını kaybetmeden bir an önce bu ülkelerde huzurun tesis edilmesini talep ederek, “Bu savaşta sorumluluğu bulunan ve insani bir görev olarak tüm ülke ve halkların adil bir barış için üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirmesi için çağrıda bulunuyoruz” dedi.

‘İSLAM DÜNYASI ZULÜMLERE TEPKİSİZ KALDI’

Ortadoğu’daki yeraltı kaynaklarının her zaman gözünü para hırsı bürünmüş kapitalist, sömürgeci modernist devletlerin hedefi olduğunu söyleyen Arslan, “Bu sömürgeci zihniyet Ortadoğu coğrafyasındaki yerli işbirlikçilerle bölgenin tüm kaynaklarını sömürmektedir. Modern kapitalist devletler Ortadoğu’da çıkarlarını korumak için bu işbirlikçi devletlerle Ortadoğu’yu bir kan gülüne çevirmiş durumdalar. Mısıra baktığımızda orda da bir kaos, çatışma ve ölüm söz konusudur. Sisi başkanlığındaki hükümet, Müslüman kardeşler ve kendisine muhalif olanlara karşı bir cadı avına çıkmıştır. Yüzlerce insan idam edilmiş, bir o kadarı içinde idam kararı çıkmıştır. Türkiye’nin de üyesi olduğu İslam İşbirliği Teşkilatı Ortadoğu ve İslam dünyasında yaşanan bu zulümlere karşı tepkisiz kalmıştır. Türkiye, İslam İşbirliği Teşkilatı’nda ağırlığını ortaya koyup, Ortadoğu’da yaşanan bu kaos ortamıyla ilgili Ortadoğu’yu ve tüm insanlığı kapsayıcı bir açıklama yapmalıydı. Ne yazık ki Türkiye bu kararlılıkta olmamış; Rojava, Suriye, Musul, Mısır ve benzeri yerlerde yaşanan bu zulme kısmen sessiz kalmıştır.” diye konuştu. 

‘İNSANLAR YÜZYILLARCA BİR SORUN YAŞAMADAN YAŞAMIŞLARDI’

Ortadoğu'da insanların, yüzyıllarca bir sorun yaşamadan, biri diğerini kültüründen, inancından dolayı dışlamadan yan yana yaşadıklarını dile getiren Arslan, şöyle konuştu: 

“Midyat Eğitim-Sen olarak Ortadoğu’da yaşanan bu zulmün Ortadoğu’daki halkların bir kaderi olmadığını, bu coğrafyadaki etnik kökeni Arap, Kürt, Ermeni, Türk, Acem, Asuri, Keldani, Süryani ve dini inançları Yahudi, Müslüman, Yezidi, Hıristiyan, Nusayri ve benzeri ne olursa olsun hiçbir insanın katledilmesinin kabul edilecek bir durum olmadığını dile getiriyoruz. Bu katliamların hiçbir haklı gerekçesinin olmadığını belirtiyoruz. Bu coğrafyada insanlar yüzyıllarca bir sorun yaşamadan, biri diğerini kültüründen, inancından dolayı dışlamadan yan yana yaşamışlardır. Unutmamak gerekir ki farklılığımız güzelliğimizdir. Her kültür kendi renginde, kendi dilinde, kendi kültüründe ancak kendisi olur. Her kültür başka bir kültür kadar değerlidir, her inanç başka bir inanç kadar değerlidir. Bu çerçevede inanç ve kültürleri ele alırsak, geçmişteki birlik, beraberlik ve ortak demokratik birlikteliği tekrardan sağlanabileceğini düşünüyoruz.Yaşanan bu zulme karşı gözlerimizin kör, kulaklarımızın sağır olduğu ve dilimizin gerçekleri söylemese de dönmediği bir anlayış içinde olmadan, hakikatin peşinde koşarak zulümlere karşı ortak tavır takınmak artık bir zorunluluk haline gelmiştir.”

‘YAPILAN KATLİAMLARI KINIYORUZ’

Arslan, katledilenleri rahmetle andıklarını belirterek şunları aktardı: 

“Tüm bunlarla beraber Ortadoğu’da yaşanan bu çatışma sürecinde IŞİD ve benzeri örgütler ile onların destekçileri tarafından Türkmenlerden, Kürtlerden, Şiilerden, Süryanilerden, Yezidilerden ve ismini saymadığımız diğer halklardan ve Mısırda darbeci Sisi hükümetinin, Ortadoğu’nun diğer bölgelerinde El-Nusra, El-Kaide, Özgür Suriye Ordusu gibi örgütler tarafından katledilenleri rahmetle anıyor, yakınlarına başsağlığı diliyoruz. Bu katliamları yaşatan IŞİD, El-Nusra, El-Kaide, Özgür Suriye Ordusu gibi örgütler ile Mısır’daki darbeci Sisi yönetimine destek veren tüm ülkelerin bu katliamın baş sorumlularından biri olduklarını ve bu katliama seyirci kaldıklarından dolayı kınıyoruz. Bu devletlerin ve örgütlerin bir an evvel bu anlayışlarından vazgeçmeleri gerektiğini belirtiyoruz.”