’O sınırı canımız pahasına koruduk’
Serdar Akinan, bombardımanda hayatını kaybeden 35 kişinin büyük çoğunluğunun mensup olduğu Gülyazı köyünde yaşayan korucu aşireti ile konuştu.
Önceki gün sabah erken saatlerde tweetter'dan haberdar olduğum Uludere olayı beni Kürt meselesinde yaşanan sürece, medyanın geldiği noktaya ve geleceğimize dair son derece endişe verici bir tablo ile karşı karşıya bıraktı.
Olayın üzerinden saatler geçmesine rağmen 35 sivilin ölmesine ilişkin televizyonların resmi açıklamadan önceyayınlanmaması dehşet vericiydi.
Devlet adına çalışan bir ailenin geçim derdi çeken gençleri sıfırın altında bir ısıda sınırı geçip akrabalarından alışveriş yapıyor (resmi adı kaçakçılık bile olsa bu son derece yaygın bir o kadar eski bir sosyoekonomik bölge gereğidir.) Güvenlik güçleri daima aynı yolu kullanan bu insanlara göz yumuyor. Bu arada o şartlarda katır sırtında getirdikleri şeker, sigara veya mazottan ceplerine kalan para ortalama 50 lira.
YÜZLERİ MASKELİ GRUP
Önceki gece Şırnak şehir merkezine ulaştığımda yüzleri maskeli bir grup yolumuzu kesti. Uludere'den dönüşte ise elinde Kürtçe 'KCK Asayiş' yazılı bir kartonla yolu kesen yüzleri maskeli bir grup bizi durdurdu. Şoförümün Kürtçe konuşması ve Diyarbakır plakamız bize geçiş kolaylığı sağladı...
Dün sabah saatlerinde ise cenazeler Gülyazı Köyü'ne getirildi. İş makineleri 20 metrelik üç büyük mezar yeri kazdı.
İlk soru hiç şüphesiz ki tamamı korucu olan bu insanların Irak topraklarına geçişini bölgedeki güvenlik güçlerine bildirmiş olması. Görüştüğüm köylülerin ortak ifadesi şu oldu: Bundan birkaç hafta önce bizlerle toplantı yapıldı. Irak tarafından silah ve eroin dışında getireceğiniz her şeye izin vereceğiz. Sadece bizi doğru olarak zamanında bilgilendirin. Konuştuğum hemen her köylü bu geçişin de diğerleri gibi güvenlik güçleri tarafından bilindiğinin altını ısrarla çiziyorlar. Adını vermek istemeyen bir korucu bana şunu söyledi: PKK ile mücadelede en ön saflarda çarpışan Babat aşiretiyle akrabayız. Kendimizi bildik bileli bu sınırı Türkiye Cumhuriyeti devleti adına canımız pahasına koruyoruz. Aramızda gaziler var. Sınırın öte tarafında hep akrabalarımız var ve biz yıllardır onlarla alışveriş yapıyoruz. Siz buna kaçakçılık diyebilirsiniz ama ne tarım ne hayvancılık bölgede kalmadığı için gençlerimiz harçlıklarını böyle çıkarıyor, birçok aile de bu yolla geçiniyor... Getirdiğimiz nedir? Çay, şeker, sigara ve mazot...
Devlet de bunu biliyor. Bunu bilmesine rağmen evlatlarımızı bilerek öldürdüler. Bunca yıllık hizmetin bedeli bu mu olacaktı? Bu devlet bizden şimdi nasıl hizmet bekleyecek? Cenazelerimize gelenler de sadece BDP'liler oldu...'
KORUCU KÖYÜ'NDEN BDP'YE OY
Bu korucunun altını çizdiği gerçek belki de en önemli psikolojik faktör. Ben de bunu gözlemledim. Olayda büyük kayıp veren köylerin tamamı korucu ancak BDP buralarda yüksek oy almış. Sebebi ise kadınlar. Dün o mezarlıkta ağıtlar yakan kadınların yanında onlar kadar gözyaşı döken dört kadın gördüm. Aysel Tuğluk, Leyla Zana, Gülten Kışanak ve Meral Danış.
Serdar AKİNAN / GÜLYAZI
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.