
Midyat’taki Stk’lardan Ortak Tepki
Suriye sınırında Nusaybin İlçesi’nin sınır hattında örülmek istenen duvara Midyat’taki Sivil Toplum Kuruluşları (STK) tepki gösterdi.
A+A-
Midyat’ta faaliyet gösteren Süryani Kültür Derneği, Mıhallemi Derneği ve Beth Nahrin Asurî Birliği yaptıkları ortak basın açıklamasında, sınır hattına örülmek istenen duvarın durdurulması talebinde bulundu.
SÜRYANİ Kültür Derneği Başkanı Yuhanna Aktaş, Mıhallemi Derneği Başkanı Mehmet Ali Aslan ve Beth Nahrin Asuri Birliği Başkanı Savo İde’nin de aralarında bulunduğu yaklaşık 20 kişilik grup, Türkiye’nin güvenlik için sınırda başlattığı duvar inşaatına karşı çıktı.
Midyat'ın Mercimekli Köyü'ndeki Mıhallemi Derneği önünde grup adına basın açıklaması yapan bu derneğin başkanı Mehmet Ali Aslan, Türkiye-Suriye sınır hattına duvarlar örülemeyeceğini söyledi.
Duvar inşaatı başlatılmasını kınadıklarını belirten Aslan, "Başbakan, 'Suriye ile vizeleri kaldırdık' diyordu, şimdi kaldırılan vize yerine Çin Seddi'ni, Berlin utanç duvarını örüyor. İsrail ile Filistin arasına örülen beton duvara karşı çıkan bir Başbakan'ın, kendi ülkesi ile kardeş Suriye arasına beton duvar örmesi büyük bir tezattır" dedi.
İleri görüşlü ve basiretli olduğunu her fırsatta dile getiren AK Parti hükümeti ve akıl verenlerinin bu utanç duvarı ile ikinci bir gezi olayını tetiklediklerini ileri süren Aslan, “Sınırda illa bir duvar örülecekse buna sınırın her iki tarafında yaşayan Arap, Asurî, Süryani, Mıhallemi ve Kürt halkları karar verir. Sınır devletleri halklara rağmen karar veremez. Yoksa bunun adı diktatörlük olur, bunun adı demir yumruk yönetimi olur. Sen devlet olarak buna karar veremezsin. Sen devlet olarak halkın taleplerine hizmet edersin. Halklar adına halkları birbirinden ayıracak, kardeşleri birbirinden koparacak, yabancılaştıracak setler, surlar, duvarlar öremezsin. İlla da sınıra duvar öreceğim dersen, sıkıysa gider Edirne Kapıkule’ye ve Edirne İpsala’ya beton duvar örersin.” dedi.
“DUVARIN YAPIMINA ENGEL OLSUNLAR”
Açıklamasında İçişleri Bakanı Muammer Güler’in ‘İnsanımızın can ve mal güvenliği için bu duvarı örüyoruz’ sözlerine de tepki gösteren Aslan, şöyle devam etti:
“Sayın İçişleri Bakanı, yurttaşının can güvenliğini çok düşünüyorsan, her gün birçok insanımızın hayatını kaybettiği, devletten kaynaklı Tapu Kadastro ve arazi sorununu çözsün. Böylece vatandaşının can ve mal güvenliğini riyasız gerçek anlamıyla muhafaza etmiş olursun. Tüm Türkiye’nin tepki vermesi gereken utanç duvarı hadisesi sadece Nusaybin ve Kamışlıyı değil tüm Ortadoğu halklarını ve ülkelerini ilgilendirir. Dolayısıyla başta gezi olaylarının fatihi ve gazisi halkların Milletvekili Sırrı Süreyya Önder’i ve halkların kardeşliğine inanan tüm milletvekillerini ve duyarlı, vicdanlı insanları bu duvarın yapılmasına engel olmak için Nusaybin Kamışlı hattına, iş makinelerinin önüne dur demeye davet ediyoruz.”
“DUVAR BARIŞIN ÖNÜNE ÇEKİLMİŞ BİR SETTİR”
Bu duvarın hasret kalınan barışın önüne çekilmiş bir set olduğunu savunan Aslan, şunları kaydetti:
“Barış deniyor, cezaevleri tıka basa dolduruluyor. Barış deniyor, mezarlıklar tahrip ediliyor. Barış deniyor, sınırlara beton duvarlar dikiliyor, ülke büyük bir mahpushaneye çevriliyor. Bizim ve dünyanın bildiği bir barış standartlarında cezaevleri boşaltılır, tel örgüler, sınırlar kalkar. Halklar kucaklaşır ve helalleşir. Süte hasret bebek gibi, barışa hasret kalan bu halkların hevesini kursağında bırakmayın. Kalıcı ve sürekli bir barış için hükümete ve devlete düşen sorumluluk kendi halkları ve Rojava’daki halklarla arasındaki sınırları kaldırıp onlarla kucaklaşmak ve helalleşmek olmalıdır.”


Önceki ve Sonraki Haberler