Kültürel bakımdan donanımlı ve kalemi kuvvetli nesiller yetiştirmek, okumanın yanında yazdırmayı da sevdirebilmek amacıyla Midyat Kız Meslek Lisesi’nde öğrencilere yönelik yaratıcı yazarlık atölyesi açıldı.

Geleceğe dair hayaller kuran heyecanlı yazar adayları, Okulun Edebiyat Öğretmeni Nazan Karaşahin’in uygulamaya koyduğu Yaratıcı Yazarlık Atölyesi’nde edebiyatı tanımanın yanı sıra hayata yeni bir gözle bakmayı öğreniyorlar. Söyleyemediklerini dile getirmek, iyi bir okuyucu olmak için atölyeye başlayanlar da bulunuyor.

Öğrencilerin yazarlık eğilimlerinin belirlenmesi ve desteklenmesinden yola çıkılarak açılan atölyede, öğrencilere okuma bilinci ve birikiminin kazandırılması da hedefleniyor. Bir yazarın yol haritası olabilecek özgün kitaplarla öğrencilerini tanıştıran Öğretmen Karaşahin, onlara yeni bir okuma anlayışı kazandırıyor: Fark ederek okumak. Ona göre “Her iyi yazar, her şeyden önce iyi bir okuyucudur.” Bu noktada Türk ve Dünya edebiyatının seçkin yazarları tek tek ele alınarak üslupları irdeleniyor ve yazarlık sırları ele alınıyor.

Karaşahin, öğrencilerin yazdıkları metinleri kelime kelime incelerken dikkat edilmesi gereken noktaların altını çiziyor. Bunu yaparken özgünlüğe müdahale etmiyor. Ne yazılması gerektiğine değil, nasıl yazılmaması gerektiğine dikkat çekiyor. Katılımcıların metinleri üzerinde edebî tahliller yapan Karaşahin, ilham ve hayal gibi yazara güç veren kaynakları, ironi ve ima sığınaklarını irdeliyor. Görmenin, elemenin ve çerçevelemenin sırlarını paylaşıyor.

MİDYAT’IN KIZLARI YAZARLIK PROVASINDA

Okumayı seven öğrencilere, yazmayı da sevdirmek, geleceğin şair ve yazarlarını bugünden keşfetmek amacıyla yaratıcı yazarlık atölyesini açtıklarını söyleyen Edebiyat Öğretmeni Nazan Karaşahin, edebiyata, yazmaya hevesli, yazı konusunda yetenekli olduğunu düşünen, yazı becerisini geliştirmek isteyen saklı yetenekleri edebiyat dünyasına kazandırmayı hedeflediklerini kaydetti.

Midyat’a öğretmen olarak tayin olduğunda kızlardaki yetenekleri fark ettiğini söyleyen Karaşahin, öğrencilerde bir özgüven eksikliği farkettiğini belirterek, şöyle konuştu:

“Öğrencilerdeki özgüven eksikliğini aşmalarına yardımcı olacak en güzel etkinliklerden biri de tiyatrodur. İlk başta öğrencilerimle birlikte tiyatro hazırladık ve oynadık. Tiyatro çalışmasında da öğrencilerimin çok farklı yeteneklerini fark ettim. Midyat’ı bu anlamda çok yetenekli görüyorum öğrencilerimdem dolayı. Oyundaki mimik, tonlama ve vurgulardaki oyunculuk yeteneklerinin yanı sıra birde sesleri çok güzeldi kızlarımın. İnsanın kendisini tekrarlamasından hoşlanmam. Bu nedenle kızlarım için şimdi de yaratıcı yazarlık atölyesini açtım. Öğrencilerimin her seferinde yeni şeyler öğrenmesini çok seviniyorum.”

YAZI ÖĞRENİLEBİLİR VE ÖĞRETİLEBİLİR

Nazan Karaşahin, “İlk başlarda öğrencilerim çok şaşırdı ‘insan nasıl yazar oluyor’ diye. Yazarlık diğer meslek grupları gibi uzmanlar tarafından öğretilebilirve öğrenilebilir. Bunun için tek gerekli şart adayların istekli olmaları ve çok çalışmaları gerekir. Atölye de kelimelerle oynamaya başladık. Kimi zaman bardağın içini doldurduk yüreğimizi doldurmak yerine, kimi zaman da çekmecenin gözü aslında kalbimizin gözü oldu. Kelimelerle oynadığımızda baktık ki çok güzel yazılar ortaya çıkıyor. Artık öğrencilerim kendilerini daha iyi ifade edebiliyorlar. Eminim ki Midyat’taki kızlarımız da gelecekte herhangi bir yazar gibi çok tanınacak. Ben buna inanıyorum. Gelecekte çok büyük isimler olacaklar” açıklamasında bulundu.

YAZAR VE ŞAİR ADAYLARI, ATÖLYEYE BAŞLAMA NEDENLERİNİ ANLATTI

Atöyeye katılmasının nedenini ‘yazarlığa bir adım daha atmak’ olarak değerlendiren kursiyer öğrencilerden Hasine Yılmaz, atölyeye katılarak yazarlık hayaline bir adım daha yaklaştığını söyledi.

Hülya Bulut ise, “Yazarlık atölyesi yalnızca yazınsal yapıt üretme değil, yetkin yazı yazabilme, duygu ve düşüncelerini doğru ve başarılı biçimde kağıda dökebilme becerisini de geliştiriyor. Ben bu nedenle buradayım.” dedi.

Okumayı çok sevdiğini, böyle bir projede yer alarak yazarlık mesleğini öğrenmeye çalıştığını belirten Öznur Fidan isimli kursiyer de, “Atölye demek hayal dünyam demek, yaratmak demek olmayanlardan, olmayacaklardan yeni şeyler üretmek demek. Yazmak fark etmektir ve kimsenin göremediğini görmektir. İşte benim ve arkadaşlarımın da farkı bu.” dedi.