Midyat’ta, geçtiğimiz sene kurulan Mardin Süryani Birliği Derneği, mahkeme kararıyla kapatıldı.

Dernek kurucu başkanı Yuhanna Aktaş, derneğin kapatılmasının hem yurt içinde hem de diasporada yaşayan Süryanilerde bir kırılmaya  sebep olduğunu belirtti. Valiliğin dernek tüzüğünden çıkarmasını talep ettiği maddelerin kanuna aykırı olmadığını savunan Aktaş, Türkiye’nin geçmişiyle yüzleşmesinde söz eden hükümetin, diğer taraftan sivil toplum kuruluşlarını kapatmaya yönelik çalışmalar yürüttüğünü ileri sürdü.

Midyat’ta 2002 yılında önce platform olarak kurulan ve geçen sene dernekleşen Mardin Süryani Birliği Derneği’nin kuruluş evrakları ve tüzüğünde yer alan bazı maddelerin dernekler tarafından yapılamayacağı gerekçesiyle Midyat 2’nci Asliye Hukuk Mahkemesi kararı ile kapatıldı.

Mardin Valiliği’nin talebi ile Midyat Kaymakamlığı tarafından dernek tüzüğünde, ‘Eş başkanlık, kadın hakları, gençler, engelliler, dini, ekoloji, yoksullukla mücadele, sağlık, kültürel ve hak savunuculuğu alanında faaliyette bulunma’ gibi maddelerin yer aldığı bunların dernekler tarafından yapılamayacağı gerekçeleriyle hakkında suç duyurusunda bulunulan Mardin Süryani Birliği Derneği hakkında kapatma davası açıldı.

Midyat 2’nci Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülen davanın karar duruşmasında, Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere derneğin feshine karar verildi. Gerekçeli kararın önümüzdeki günlerde açıklanması bekleniyor. 

Mardin Süryani Birliği Derneği Kurucu Başkanı Yuhanna Aktaş, karar duruşmasının ardından yaptığı açıklamada, “2002 yılında Midyat'ta yaşayan biz Süryaniler Mardin Süryani Platformu adı altında bir platform kurmuştuk. Bunu biz derneğe çevirmek istedik ve geçen sene Nisan ayında Mardin Süryani Birliği Derneği adı altında biz bir dernek kurduk. Tabii yasa gereği bu derneğin tüzüğünü Mardin Valiliği dernekler masasına gönderdik. Mardin Valiliği dernekler masası bu derneğin çalışma konuları arasında olan bazı maddeleri çıkarmamızı istediler. Bu maddeler nelerdir? “Bu maddeler, kadınlarla ilgili yine eşbaşkanlık, gençler, engelliler, çocuklar, ekoloji, yoksullukla mücadele, sağlık, hak savunuculuğu” maddeleriydi. Valilik tarafından dernek saydığım konularla ilgili “ilgilenmemizin yasak olduğunu” söyledi ve Midyat Kaymakamlığı’na derneğimizin kapatılması için tebligat gönderdi ve bizim derneğimiz iki gün önce Midyat 2’nci Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından feshedilmiştir.” dedi. 

“TÜZÜĞÜ DEĞİŞTİRMEDİĞİMİZ İÇİN DERNEĞİMİZ KAPATILDI” 

Valiliğin dernek tüzüğünden çıkarmasını talep ettiği maddelerin kanuna aykırı olmadığını savunan Aktaş,  “Şimdi geçmişi 5500 yıllık bir Süryani kültürü ve tarihinden söz ediyoruz. Şimdi bu tüzük maddeleri içerisinde Valiliğin çıkarmamızı istediği maddeler kanuna aykırı değil, yani bir halkın kadını da vardır, engellisi de vardır ondan sonra bu insanlar varsa sağlık sorunları da olacaktır ve bu dernek üzerinden biz bu çalışmaları yürütmek istiyoruz. Çünkü yarın öbür gün dernek kurulmadan bu tür çalışmaları yürüttüğümüzde suç işlemiş sayılacağız. Biz de bunu yasallaştırmak amacıyla, şiddet yok burada biz tamamıyla hedeflerimize ulaşmak için bu tali amaçlardır ve dernek üzerinden halkımıza hem dini anlamda hem kültürel anlamda hizmetler sunmak istiyoruz. Oysa valilik ‘bunları yapamazsınız’ diyor bize ve bunları tüzüğünüzden çıkarın diyor. Biz de bunun kanuna aykırı olmadığını savunduk ve çıkarmadık. Çıkarmadığımızdan dolayı da derneğimiz kapatıldı.” dedi. 

"AİHM'YE BAŞVURCAĞIZ"

Derneğin kapatılmasının hem yurt içinde hem de diasporada yaşayan Süryanilerde bir kırılmaya sebep olduğunu belirten Aktaş, “Devletten geçmişiyle yüzleşmesini beklerken böyle şok bir kararla karşı karşıya kaldık. Feshedilme sebebi, “dernek birden fazla konularla ilgilenmez ve faaliyetlerde bulunamaz.” Tabii ki üzüldük ve halkımız içinde bir kırılmaya vesile oldu. Çünkü bir kaç yıldır bizim bölgemizde olumlu gelişmeler yaşandığı hissi uyanmıştı bizim hem yurt içi hem de diasporada yaşayan Süryaniler içinde. Ama maalesef bu derneğin kapatılması ifade özgürlüğüne aslında bir darbedir bana göre ve bu konuda burada İçişleri Bakanlığına büyük bir görev düşüyor. Şimdi mücadelemizi sürdüreceğiz biz bu kararı kesinlikle kabul etmiyoruz ve bu kararın bir siyasi karar olduğuna inanıyoruz. Biz bu kararı Yargıtay'a göndereceğiz. Yargıtay’dan sonra, iç hukuk yollarını tükettikten sonra bunun peşini bırakmacağız ve AİHM’e kadar bunu götüreceğiz tabi.” dedi. 

“DEMOKRASİDEN SÖZ EDİLİYOR, AMA DERNEĞİMİZ KAPATILIYOR”

Türkiye’nin geçmişiyle yüzleşmesinde söz eden hükümetin, diğer taraftan sivil toplum kuruluşlarını kapatmaya yönelik çalışmalar yürüttüğünü ileri süren Aktaş, “Çözüm sürecinden söz ediyoruz ve bölgede oluşan olumlu bir hava var. Bu hem yurtiçi ve yurtdışındaki Süryanileri olumlu bir şekilde etkilemesine rağmen alınan bu karar hakikaten bizim hem Mardin’deki hem de yurt dışındaki Süryanileri tedirgin etti.  Demokrasiden söz ediyoruz, barış ortamından söz ediyoruz, ondan sonra Türkiye’nin geçmişiyle yüzleşmesinde söz ediyor hükümet, ama diğer taraftan sivil toplum kuruluşlarını bu şekilde kapatmaya yönelik çalışmalar yürütülüyor. Yani ‘bu ne perhiz bu ne lahana turşusu’ diyeceğim buna. Süryanilerin bu ülkede bir sürü sorunları vardır. Bu sorunları gidermek aslında bu STK'lar üzerinden daha yararlı ve daha etkili olacağına inanıyorduk, ama maalesef bu yönde de önümüz kesiliyor. Ve şu anda sorularımızı çözme noktasında nereye başvuracağımızı, nasıl bir etkinlik, nasıl bir faaliyet yürüteceğimizi artık bilemiyorum.” Dedi.