Ortadoğu Okul Öncesi Eğitimi Geliştirme Derneği tarafından üniversite öğrencilerine yönelik “Toplumsal cinsiyet ve Medeni Kanunda Kadın Hakları” konulu bir panel düzenlendi.

Artuklu Üniversitesi’nin, Ortadoğu Okul Öncesi Eğitimi Geliştirme Derneği (Ortadoğu Gelişim) işbirliği ile yürüttüğü “Hayatın Aktif Kısmında Kadınlara Yer Açın” projesi çerçevesinde Midyat Meslek Yüksekokulu’nda bir panel düzenlendi. 

Midyat’ta faaliyet gösteren Ortadoğu Okul Öncesi Eğitimi Geliştirme Derneği Başkanı Tülay Oral’ın moderatörlük görevini üstlendiği “Toplumsal cinsiyet ve Medeni Kanunda Kadın Hakları” konulu panele konuşmacı olarak katılan Uzman Sosyolog Tekin Karaçam, Psikolog Hakan Günay ve Avukat Abdurrahman Aslan, kadınların sosyal hayattaki yeri ve hakları ile ilgili öğrencilere bilgiler verdi.

Panele Midyat Meslek Yüksekokulu Müdür Yardımcısı Ömer Türk, Elektrik-Elektronik Bölüm Başkanı Öğretim Görevlisi Mehmet Rıda Tür ve çok sayıda öğrenci katıldı.

Panelin açış konuşmasını yapan Ortadoğu Gelişim Derneği Başkanı ve Proje Koordinatörü Tülay Oral, kadınların sosyal yaşamlarına katkı sağlamak amacıyla periyodik aralıklarla eğitici seminer ve paneller düzenlediklerini kaydetti. GAP İdaresi tarafından uygulanan ‘Kadın ve kadın Sivil Toplum Kuruluşlarının Güçlendirilmesi’ hibe programı kapsamında yürüttükleri “Hayatın Aktif Kısmında Kadınlara Yer Açın” projesi ile kadınlara hakları konusunda eğitimler verdiklerine işaret eden Oral, şöyle konuştu:

“Amacımız verilen bu seminerlerle insanlarımızın özellikle kadınlarımızın daha da bilinçlenmelerini sağlayarak, daha sağlıklı birey ve aileler oluşmasına katkı sunmaktır.”

Panelde ilk olarak konuşan Uzman Sosyolog Tekin Karaçam, Türkiye ve dünyadaki kadın haklarının gelişimi,  kadınların toplumuzda önemi ve yeri, kadınların sosyal, kültürel, siyasal ve ekonomik yaşama katılımını engelleyen unsurlar ve sosyolojik evrim açısından kadın konularında bilgiler verdi. Kadınların 4 bin yıldan buya köle muamelesi gördüklerini belirten Karaçam, şöyle konuştu:

"Günümüzde kadınlar, ilkel kominal toplumda kadınların sahip oldukları haklardan daha geri haklara sahiptirler. Tüm tarihsel ve sosyolojik devrimler kadınların aleyhine sonuçlar doğurmuştur. bu nedenledi ki kadınların erkek figürüne denk haklara sahip olması uzun bir mücadeleyi gerekli kılmaktadır. Demokratik sistemlerde, kadınların siyasi hayata dâhil olmasına yönelik olanaklar gelişmiştir; ancak kadınların karşılaştıkları pek çok ekonomik, sosyal ve kültürel engel, katılımlarını ciddi biçimde sınırlamaktadır. Tarihsel olarak bakıldığında, istikrarlı görünen demokrasilerde bile, toplumun yarısını oluşturan kadınların görüş ve çıkarları tam ve eşit olarak dahil edilememektedir. Kadınların kamu hayatından ve karar alma sürecinden dışlandıkları toplumların demokratik olduklarını söylenemez. Demokrasi kavramı, ancak, kadınların ve erkeklerin siyasi karar alma sürecini paylaştıkları ve bu sürecin her iki tarafın çıkarlarını eşit biçimde dikkate aldıkları zaman tam ve dinamik bir anlam kazanacak; uzun süre etkili olacaktır.”

Panelde konuşmacı olarak davet edilen Mardin Barosu Avukatlarından Abdurrahman Aslan da, “Medeni Kanunda Kadın Hakları” konulu sunumunda medeni hukuk ve ailelerin korunması, dünyada kadın hakları ile ilgili ilk sözleşmeler ve geçmişten günümüze kadın hakları ile ilgili verilen mücadelelerle ilgili bilgiler verdi.

Aslan, çocuk yaşta evlendirilmelerin suç olduğunu ve herkesin bu konuda bilinçlendirilmesi gerektiğini belirterek, “14–15 yaşında bir kızın evlenmesi suç. Bu bilgiyi tüm çevrenizdeki insanlara aktarmanız çok önemli. Ülkemizde küçük yaşta evlenmeler nedeniyle insanlar ceza mahkemelerinde yargılanıyorlar. Kadın haklarını ve toplumsal cinsiyet eşitliğini güvence altına alan hukuki çerçeve, esas itibarıyla mevcuttur. Ancak, söz konusu hukuki çerçeveyi siyasi, sosyal ve ekonomik gerçekliğe dönüştürecek sürekli ilave kayda değer çabalara ihtiyaç bulunmaktadır.” dedi.

Aslan, 2002 yılında değişen ve şuan yürürlülükte olan Türk Medeni Kanunu’nun en büyük özelliğinin eşler arasında eşitliği sağlamaya çalışması ve düzenlemelerinin de buna ilişkin olması olduğuna vurgu yaptı. Soru ve cevap şeklinde gerçekleşen sunumda ayrıca katılımcılara, medeni haklarını bilmeleri konusunda uyarılarda bulunuldu.

Psikolog Hakan Günay da, “Kadına şiddet, cinsiyet ayrımcılığı ve farkındalığı geliştirmek” konusunda konuştu. Günay, insan yaşamının birbirinden ayrı düşünülemeyecek yapıtaşının kadın ve erkek olduğunu, biri olmadan diğerinin varlığının hem fiziki hem de sosyal olarak asla mümkün olmadığını söyledi.

Tarih boyunca bu iki unsurun tamamlayıcı değil, kadın unsurunun erkeğin yanında alt unsur olarak süre geldiğine ifade eden Günay, “Ülkemizde ve dünyada meydana gelen kadına karşı şiddet olayları ne yazık ki sürerek artmıştır. Fiziksel, cinsel, ekonomik ve psikolojik şiddet olarak ortaya çıkıyor. Ülkemizde de ne yazık ki kadınlar çok fazla şiddete maruz kalıyorlar. Bizce bu sorunun en önemli nedeni eğitimdir. Çünkü bir erkeği eğitmek bir kişiyi eğitmektir, ancak bir kadını eğitmek bir aileyi eğitmektir. Dolayısı ile bu durum kadının sosyal hayattaki, aile ve toplum hayatındaki yerini belirten en önemli unsurdur. Biz her zaman her yerde kadın hakkını savunmaya devam edeceğiz.” diye konuştu.

Panelistlerin konuşmalarından sonra soru cevap bölümüne geçilirken, panele katılan öğrenciler de akıllarındaki konularla ilgili panelistlerin düşüncelerini öğrenme fırsatı buldu.