Midyat’ta "Eşit İşe Eşit Ücret" Protestosu
Midyat’ta "Eşit işe eşit ücret" uygulamasını protesto eden eğitimciler düzenlenen basın açıklamasında kalem kırdı.
Midyat’ta, Memur-Sen'e bağlı Eğitim-Bir-Sen üyeleri, ek ödeme mağduriyetlerinin giderilmesi amacıyla Cumhuriyet Bulvarında bulunan Atatürk Parkı önünde eylem yaptı.
Eğitim-Bir-Sen Midyat Temsilcisi Abdulkadir Altay, toplanan sendika üyeleri adına yaptığı açıklamada, öğretmen ve öğretim elemanları olarak ek ödeme mağduriyetlerinin giderilmesi amacıyla Türkiye'nin 81 ilinde eylem yaptıklarını bildirdi.
Altay, “Faks eylemimizde ek ödeme talebini içeren metinleri, başta Başbakan Erdoğan olmak üzere, Başbakan Yardımcısı ve Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Ali Babacan, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik'e, çalışanlarına sahip çıkması talebiyle de Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer'e ve ilimizin milletvekillerine göndereceğiz” diye konuştu.
Geçen hafta, Türkiye genelinde toplu sözleşme masasına ilişkin taleplerini açıklayarak, 4/C'li personel, hizmetli, memur, şef, şube müdürü, denetmen, uzman, sayman, teknisyen, şoför ve kütüphaneci, kısacası tüm eğitim çalışanları adına eylemde olduklarını anlatan Altay şunları kaydetti:
"Bu hafta ise, ek ödeme mağduru öğretmen ve öğretim elemanları için alanlardayız. Hatırlanacağı üzere 666 sayılı KHK ile kamuda aynı unvanda çalışan personele yönelik "Eşit işe eşit ücret" düzenlemesiyle denge sağlamaya çalışılmıştır. "Eşit işe eşit ücret" düzenlemesinde, 800 bini aşkın öğretmen ve öğretim elemanı, diğer kurumlarda aynı unvanda çalışan bulunamadığından, muadili yok diye ek ödeme artışlarında kapsam dışında tutulmuştur. "Muadilimizi bulamayan" hükümet yetkililerine, "Buradayız ve ülkenin en önemli işini yapıyoruz" demek için bir araya gelmiş bulunuyoruz. Kamu çalışanlarının beşte ikisini oluşturuyoruz. Emeğimizin ve alın terimizin karşılığı olan adil bir ücret istiyor, kimseden lütuf beklemiyoruz. 'Ekonomi büyüyor, Türkiye zenginleşiyor' diyenlere, 'Eğer büyüme varsa, büyümeyi maaşlarımızda ve mutfağımızda hissetmek istediğimizi belirtiyoruz.
Hükümet, merkezi yönetim bütçesinden en fazla payı eğitime ayırdığını ifade ederek, eğitime önem verdiğini her fırsatta dile getirmektedir. Eğitime en fazla payın ayrılmasından, eğitim çalışanları olarak memnun olduğumuzu fakat eğitime ayrılan pay ile eğitimciye ayrılan pay arasında uçurum olduğundan dolayı asla memnun olmadığımızı söylemek istiyoruz.
Ek ödeme alamayan öğretmen ve öğretim elemanları, ne yazık ki, kamuda en düşük ücret alan çalışan konumuna düşürülmüştür. 666 sayılı KHK ile aynı unvanda çalışan personele yönelik "Eşit işe eşit ücret" düzenlemesiyle kamuda denge sağlamaya çalışan hükümet, eğitim-öğretim hizmet sınıfında 800 bini geçkin öğretmen ve öğretim elemanına 'Muadilinizi bulamadık, onun için toplu sözleşme masasında görüşmek üzere sizi kapsam dışında bıraktık" mealinde bir yaklaşımla masayı işaret etmiştir. 9/1 öğretmenin bin 624 TL, 7/1 öğretim görevlisinin ise bin 856 TL maaş aldığı gerçeği toplu sözleşme masasında mutlaka göz önüne alınmalıdır.
Öğretmen ve öğretim elemanlarının, eğitimi ve ülkeyi geleceğe taşımayı bir yana bırakın, kendilerini bir sonraki aya taşıyacak takatleri kalmamış ve sabırları tükenmiştir. Meclis çalışanına, danışmanına, şoförüne, üst düzey bürokratlarına, gizli kararname ile askerine cömert davranan hükümet, eğitimciler söz konusu olduğunda 'mali denge'den söz etmekte, bizlerin sinirlerini germektedir.
Mart ayında, evlerde kullanılan elektriğe yüzde 9.26, doğalgaz fiyatına yüzde 18.70 zam yapılmıştır. Yapılan zamlarla akaryakıtın litre fiyatının geldiği nokta ise bütün kamuoyunun malumudur. Öğretmenler ve öğretim elemanları, son 8 yılda bazı meslek grupları ile aynı muameleyi görmemiştir. Ocak 2004-Ocak 2012 tarihleri arasında bazı meslek gruplarında çalışanların aylıklarında yüzde 175 ile yüzde 230 oranında artış yapılırken, öğretmenlerin aylıklarındaki artış ise, maalesef yüzde 154'te kalmıştır.
666 sayılı KHK, kamuda genel idare hizmetleri sınıfında eşitlik adına denge sağlamıştır ama öğretmen ve öğretim elemanlarının kapsam dışında tutulmasıyla dengeler bozulmuştur. Diğer bir ifadeyle, farklı kurumlarda aynı unvanda olanların maaşlarında denge sağlanmış ama eğitimde kurum içi denge altüst edilmiştir. Maliye'nin bazı patronlara milyon dolarlık merhamet gösterirken, eğitim çalışanına "al da bunu merhem et" demesine karşıyız.
Buradan sizler aracılığıyla hükümet yetkililerine sesleniyor ve toplu sözleşme masasında içimize sinen, emeğimizin karşılığını ifade eden yeni bordroyu ortaya koymasını istiyoruz. Öğretmen ve öğretim elemanları olarak, "ek ödeme" mağduriyetimizin masada telafi edilmesini bekliyoruz.Hükümet şunu iyi bilmelidir, kendilerini başa getirenler, yine kendilerinden de hesap sorarlar."
Altay ve beraberindeki sendika üyeleri, basın açıklamasının ardından 'ek ödeme yapmayan hükümetin kalemini kırarız' şeklinde slogan attıktan sonra ellerindeki kalemleri kırarak taleplerini içeren yazıları, PTT Müdürlüğü'nden Başbakan Erdoğan ve ilgili bakanlara faks olarak göndererek eylemlerine son verdiler.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.