Midyatlı öğrencileri, karnelerini Milli Eğitim Müdürü Şehmus İleri’nin elinden aldı. İlköğretim okulları ve liselerde, 2011–2012 eğitim öğretim yılının 19 Eylül 2011’de başlayan ilk yarısının sona ermesi dolayısıyla öğrencilere karneleri dağıtıldı. Anaokulu anaokulu öğrencilerine de gelişim değerlendirme raporu verdi. 

Milli Eğitim Müdürü Şehmus İleri, İstiklal İlköğretim Okulu’ndaki öğrencilere karne dağıttı. İleri, törenden önce yaptığı konuşmada, öğrencilere tatilde bol bol kitap okumalarını tavsiye etti.

Öte yandan, karnelerini alan tüm öğrenciler mutluluk ve sevinci bir arada yaşadı. Öğrenciler, en çok arkadaşlarını göremeyeceklerinden ötürü üzgün olduğunu söyledi.

Karne heyecanını çocukları ile birlikte yaşayan anne babalar da gözden kaçmadı. Bazı veliler, karnelerin internet ortamında da olmasını olumlu karşılarken; bazı veliler pek çok kişinin evinde internet bulunmadığını belirterek, bu nedenle uygulamanın bir anlam ifade etmeyeceği eleştirisinde bulundu.

Bugünden itibaren iki haftalık tatile giren öğrenci ve öğretmenler 6 Şubat Pazartesi günü ders başı yapacak. 2011–2012 eğitim-öğretim yılının ikinci yarısı 8 Haziran 2012 Cuma günü sona erecek.

Milli Eğitim Müdürü Şehmus İleri, ailelerin karne alan çocuklarını başkalarıyla kıyaslamaması gerektiğini, her çocuğun yetenek ve algılama düzeyinin farklı olduğunu söyledi. Velinin sahip çıkmaması durumunda çocukların farklı yollara sapabileceğini kaydeden İleri, ailenin çocuğun sığınabileceği bir liman olması gerektiğini ifade etti.

Çocuğun başarısız da olabileceğini açıklayan İleri, ''Karne notları sadece öğrenciye ait değil. Ailenin, çevrenin, kurumun başarı düzeyini gösteriyor. Karne, çocuğun zekâsını ölçen bir araç değil'' dedi.

Karne notu düşük olan öğrencilerin aileleri tarafından yargılanmaması gerektiğine dikkati çeken İleri, öğrencilere ''azarlayıcı bir tavırla'' yaklaşılmamasını istedi. Velilerin, çocuklarını başkalarıyla kıyaslamaması gerektiğini ifade eden İleri, şunları söyledi:

''Kıyaslama yapılmaması konusu çok önemli. Veliler, çocuklarını başkalarıyla kıyaslamasın. Her çocuğun yetenek ve algılama durumu farklıdır. Aileler, çocuklarına anlayışlı, müşfik ve sevgi dolu yaklaşsın. Çocuğun başarısı ne olursa olsun, her evin bir sevgi evi, mutluluk evi olmasını arzu ediyorum.”