Mehmet Emin Çiçek

Mehmet Emin Çiçek

Mezopotamya’nın Sessiz Dili: Deq

A+A-

Mezopotamya, medeniyetlerin beşiği, insanlığın ilk hikayelerinin yazıldığı topraklar. Dicle ile Fırat’ın kucakladığı bu bereketli coğrafya, sadece tarımın ve yazının değil, aynı zamanda sanatın, kültürün ve inancın da doğuşuna tanıklık etti. İşte bu kadim topraklarda, Kürtlerin binlerce yıllık bir geleneği, Deq dövme sanatı, insan bedenine işlenen bir tarih olarak varlığını sürdürüyor. Deq, yalnızca bir dövme değil; bir anlatı, bir kimlik, bir isyan ve bir dua. Bu yazıda, Mezopotamya’nın sessiz diline, Deq’in büyülü dünyasına bir yolculuk yapacağız.

Deq Nedir?

Bir Dövmeden Fazlasıdır.

Kürtçede “Deq” ya da “Xal” olarak bilinen bu geleneksel dövme sanatı, Mezopotamya’nın kadim kültürlerinden bir miras. Kürt kadınlarının, bazen de erkeklerinin bedenlerine işlenen bu dövmeler, estetik bir süslemeden çok daha derin anlamlar taşıyor. Deq, umudu, sağlığı, şansı, gücü, güzelliği ve aidiyeti sembolize ediyor. Her bir motif, bir hikaye anlatıyor; her bir çizgi, bir inancın, bir acının ya da bir sevincin izini taşıyor.

Deq’in tarihi, insanlık tarihi kadar eski. Arkeolojik bulgular, dövme sanatının Mezopotamya’da on binlerce yıl öncesine dayandığını gösteriyor. Örneğin, Göbeklitepe’deki taş kabartmalarda Deq motiflerine benzer semboller bulunması, bu sanatın ne kadar köklü olduğunu kanıtlarken ayrıca  bu geleneğin sağlık ve manevi koruma amacıyla kullanıldığını ortaya koyuyor. Mezopotamya halkları , bu mirası devralarak Deq’i kendi kültürleriyle harmanlamış ve bedenlerine nakşetmiş. Fransız Antropolog Claude Lev-Strauss vücuda yapılan veya işlenen dövmelerle ilgili şu ifadeyi kullanmıştır: “Dövmecilik, yalnızca bedene işlenen bir resimden ibaret değildir; aynı zamanda ruha işlenen bütün gelenekleri ve soy felsefesini de yansıtır”.

Deq’in Ritüeli: Anne Sütü ve Ateş İsi

Deq’in diğer dövmelerden ayrılan en çarpıcı özelliği, yapımında kullanılan malzemeler ve ritüel. Modern dövme makinelerinin aksine, Deq tamamen el yordamıyla, doğadan gelen malzemelerle yapılıyor. En dikkat çekici malzeme ise yeni doğum yapmış bir annenin, özellikle kız çocuğu doğurmuş bir annenin sütü. Bu süt, ateşte uzun süre kalmış bir kazanın isiyle karıştırılıyor. Elde edilen mürekkep, iğneyle derinin altına işleniyor. İnanışa göre, bu yöntemle annenin doğurganlığı ve bereketi dövme yaptırana aktarılıyor; bir nevi hayır duası gibi. Bu  ritüel, Deq’i sadece bir sanat değil, aynı zamanda bir manevi bağ haline getiriyor. Dövme yapan kadına “dekkake”, yaptırana ise “medkuke” deniliyor. Genellikle 8-12 yaş arasında yapılan bu dövmeler, bir topluluğun düğün havasında, şarkılar ve eğlenceler eşliğinde gerçekleşiyor. Acı verici bu süreç, 10 gün süren bir iyileşme döneminin ardından ömür boyu kalıcı bir iz bırakıyor.

Motiflerin Dili: Her Çizgi Bir Hikaye

Deq’in en büyüleyici yönü, her motifin kendine özgü bir anlam taşıması. Bu dövmeler, sadece süsleme değil, aynı zamanda bir iletişim aracı. Mezopotamya’nın mitolojisinden, Zerdüştlük ve Ezidilik gibi inançlardan beslenen motifler, doğadan ve astrolojiden ilham alıyor. İşte bazı popüler Deq motifleri ve anlamları:

- Güneş: Mezopotamya’da kutsal sayılan güneş, bereket ve yaşam enerjisini temsil ediyor. Özellikle alın bölgesine iş-

-Ay: Bereket, doğurganlık ve koruma sembolü. Ezidilikten İslam’a geçen kadınların yüzlerinde ay motifi, bu geçişi simgeliyor.

- Tarak: Güzelliği ve zarafeti ifade ediyor.

- Ayna: Nadir bulunan aynalar, gizemi ve ruhu temsil ediyor.

- Üç Nokta: Kuma alınmaya karşı koruma sağladığına inanılıyor.

- Haç: Süryaniler için dini bir sembol, diğer toplumlarda ise nazara karşı koruma.

- Hayat Ağacı: Yaşamı ve devamlılığı simgeliyor.

 Deq’in Günümüzdeki Yeri: Bir Geleneğin Son Çırpınışları

Ne yazık ki, Deq geleneği modernleşme ve dini tabular nedeniyle yok olmaya yüz tutmuş durumda. İslam’ın dövme yapmayı yasak sayması, genç nesillerin bu geleneğe mesafeli yaklaşmasına neden olmuş. 50 yaş üstü kadınlarda ve erkeklerde hâlâ görülen Deq’ler, artık gençler arasında nadir. Ancak, bu kadim sanatı yaşatma çabaları da yok değil. Güneydoğu Anadolu Bölgesinde bazı Deq sanatçıları, geleneksel yöntemlerle bu sanatı devam ettiriyor ve genç nesillere aktarmaya çalışıyor. Ayrıca her ne kadar Deq yapılmasa da ve Deq olmasa da Gap turizminin artmasıyla özellikle Mardin Artuklu’da ve Midyat’ta Hint Kınası ile Deq motiflerini işleyen birçok kişiyi görebiliriz. Bu durumun  Deq sanatını olumlu mu olumsuz mu etkilediğini siz değerli okuyuculara bırakıyorum.

Deq, sadece bir dövme değil; Kürt kültürünün, Mezopotamya halklarının ve insanlığın ortak mirası. Her çizgisi, bir hikâye; her motifi, bir dua. Bu sanat, bedenlere işlenen bir tarih, bir kimlik ve bir direniş. Belki de genç nesiller, bu kadim geleneği modern dövme sanatıyla harmanlayarak yeniden canlandırabilir. Çünkü Deq, Mezopotamya’nın sessiz dili; ve bu dil, susmamalı.

Bu yazı toplam 216 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar