“Kürtler yola nasıl devam edeceklerine karar vermeli”
Ak Parti Mardin Milletvekili adayı Orhan Miroğlu, Midyat'ta gerçekleştirdiği esnaf ziyareti sonrası önemli açıklamalar yaptı.
Ak Parti Mardin 1’nci sıra Milletvekili Adayı Orhan Miroğlu, Estel kesimindeki esnaf ve vatandaşla bir araya gelip sohbet etti. Yaşlı, genç, kadın, erkek her kesinden insanın büyük ve sıcak ilgi gösterdiği Ak Parti Milletvekili adayı Miroğlu, kendisine gösterilen ilgiden memnun.
ESNAFLAR MİROĞLU’NU SICAK İLGİYLE KARŞILADI
AK Parti Milletvekili Adayı Orhan Miroğlu’nun ziyaretlerine, Midyat Belediye Başkanı Şehmus Nasıroğlu, Ak Parti İlçe Başkanı Melih Güneştan, Ak parti ilçe yönetimi ve partililer eşlik etti. Girdiği her iş yerinde esnafın büyük ilgisiyle karşılaşan Miroğlu, işyerlerinde vatandaşları kırmayarak ikramları kabul etti, sohbet etti ve fotoğraflar çektirdi. Miroğlu, tek tek elini sıktığı esnafların yanı sıra alışveriş yapan vatandaşların da sıkıntılarını dinledi.
Ak Parti Mardin milletvekili adayı Orhan Miroğlu, ziyaret sonrası yaptığı açıklamada, Midyat halkının tüm yaş grupları ve çalışan kesimiyle sıcak kanlı, güleç, karşısındaki kim olursa olsun saygılı ve anlayışlı olduğuna dikkat çekerek, “Esnaf ziyareti benim bilmediğim insanlar arasında olmadı. Çoğu zaten benim tanıdığım, köylülerim ve yakın köylerden insanlardı. Bunların yüzde 90'ı hem dostumuz, hem de aile bağlarımız olan insanlar. Bir aday ziyaretinden ziyade, insanların tanıdığı, bildiği bir insanın ziyareti gibiydi.” dedi.
“MARDİN’İ RUHEN YAŞIYORUM, HAFIZAM BURADA”
Mardin'i ruhen yaşayan birisi olduğunu söyleyen Miroğlu, “Benim köklerim burada. Mardin'de olmak, Mardin’e turistik geziler yapmak anlamına gelmez. Şu gördüğün Mardin kalesinde ben büyük dedesini kaybetmiş bir insanım. Şu gördüğün Mardin sokaklarında dedelerimden İsmail Bey'in kafası kesilerek sokakta dolaştırıldı. Benim Mardin'e ait hafızam çok şükür herkesten çok daha güçlüdür. Benim hatıralarım burada, benim çocukluğum Midyat'ta Süryanilerin, Kürtlerin Mıhallemilerin arasında geçti. Ben işim gereği siyaseti izleyen bir insanım. Ben siyaset yazıyorum, ben tarih yazıyorum, ben geçmişle yüzleşme yazıları yazıyorum. Bunları bir insanın hele ki bir Mardinli olarak yazabilmesi için Mardin’i hissetmesi lazım. Bunları hissetmek için de Mardin ile olan bağlarımı hiç bir şekilde koparmadım. Dolayısıyla ‘benim Mardin’den uzak kaldığım’ değerlendirmesi objektif, hakkaniyete uygun bir değerlendirme değil. Ben bunu reddediyorum. Mardinli, Mardin’de politika yapmış insanlar, her kimse bunlar, onlarla Mardin’i sabaha kadar konuşabilirim, ama onlar acaba sabaha kadar benimle Mardin’i konuşabilirler mi? Hiç zannetmiyorum. Bunu söylerken de hiç mütevazi davranmıyorum. Ben şuan Mardin’in romanını yazabilirim. Mardin’in şiirini de yazabilirim, hikayesini de yazabilirim. Ben Mardin’in filmini, belgeselini de yapabilirim. Ama Mardin’de şuana kadar siyaset yapmış insanların hiç birisi bunu yapamaz. Şuan seçim çalışmamı da kayda alıyorum, ileride seçim çalışması nasıl yapılır belgeseli hazırlayacağım. Mardin’den kopmamak demek, Mardin’de beyaz eşya bayiliği açmak değildir. Mardin’den kopmamak demek hem HDP’de politika yapmak hem de burada yapsat yapmak değildir. Ben yap sat yapmadım, doğrudur. Ben müteahhitlik de yapmadım. Benim Mardin’de şantiyelerim de yok, ama benim Mardin’de hafızam var. Tabiî ki bu hafızamın yaşadığı mekanlar var.” dedi.
“HAYALİM MARDİN'DE 24 SAAT IŞIKLARIN SÖNMEMESİ”
Mardin için hayalleri olduğunu belirten Miroğlu, Mardin’in Venedik ve Kudüs gibi uluslararası kent mirası statüsü kazanması gerektiği açıklayarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Mardin halkına karşı sorumluyum, ama milletvekilliği yaparken bu sorumluluğum aynı zaman da Hakkari’ye, Tekirdağ’a ve Trabzon’a kadar uzanan, tüm ülkeyi kapsayan bir sorumluluktur. Ben 2004 yılında Mardin Belediye Başkan adayı olduğum dönemde de söylediğim gibi, en büyük hayalim Mardin'in tıpkı Kudüs ve Venedik gibi uluslararası kent mirası statüsü kazanmasıdır. Aradan 11 yıl geçti, öyle görüyorum ki o mesele hala sürüncemede, hala o konuda somut bir adım atılabilmiş değil. Bu Mardin için en önemli proje. Mardin'in dünya tanıtılması çok önemlidir. Çünkü Mardin’in sahip olduğu kültürel miras, kültürel zenginlik, medeniyetlerin bileşiminden meydana gelmiş bir kent olma özelliği kolay kolay bulunan bir özellik değil. Dolayısıyla biz bu şehri eğer dünyaya iyi anlatabilirsek, bu değerin kıymetini Avrupa'da, Asya'da, Afrika'da, Amerika'da ve bütün yeryüzünde anlatabilirsek Mardin’de şu anda yaşadığımız ekonomik sıkıntıların büyük bir bölümünü geride bırakırız. Benim hayalim Mardin'de 24 saat boyunca hiç ışıkların sönmemesidir, 24 saat hayatın olmasıdır.”
“SEÇİME ARKAMIZA SİLAHLI BİR GÜCÜ ALARAK GİRMİYORUZ”
7 Haziran’da yapılacak olan seçimlerinde Güneydoğu Anadolu Bilgesi’nde Ak Parti aleyhine eşitsiz bir durumun olduğunu belirten Miroğlu, şöyle konuştu:
“Girdiğimiz bu seçimlerde Ak Parti’nin aleyhinde olan eşitsiz bir durum görüyorum. Bu eşitsiz durumu doğuran sebepler var, bu sebeplerin başında ben sadece dağlarda silahlı insanları olmasını da görmüyorum. İnsanlar şöyle düşünüyor, ‘tamam silahlı gruplar, silahlı insanlar var, ama bu silahlar patlamıyor’ diyor. mesele bu silahlar patlaması, patlamaması falan değil. Siyaset alanında eğer bir meşruiyeti olmayan silahlı gruplar söz konusuysa bu insan özgürlüğünü, insan iradesini olumlu etkilemez, mutlaka olumsuz etkiler. Bunu her alanda görüyoruz. Bir şiddete ve silaha dayalı, daha doğrusu bu geleneğe, bu mirasa dayalı bir ulusal psikoloji hakim Doğu ve Güneydoğu’da, özellikle Kürt toplumu içerisinde. Çok kaba sınıflandırmak istemiyorum, ama bugün Doğu ve Güneydoğu’da yaşayan Kürt nüfusunun bir kısmı HDP'yi destekliyorsa ‘makbul Kürt’ sayılıyor, ama HDP’yi değil, Ak Parti’yi yada başka bir parti destekliyorsa ‘makbul Kürt’ sayılmıyor. Buradan çıkmak lazım, bu psikolojinin seçimde hiç etkili olmadığını hiç kimse iddia edemez. Çok objektif olarak söylemek gerekir ki biz bu seçime arkamıza silahlı bir güç olarak girmiyoruz. Ak parti çok sivil bir anlayış ve iradeyle seçime giriyor. Ama HDP için aynı şeyi söyleyemeyiz. HDP'nin arkasındaki, yada HDP ile zaten özdeşleşmiş bir güç olarak PKK’nın dağlardaki silahlı gücü seçim ortamını etkiliyor. Zaten Abdullah Öcalan'ın ‘bahar aylarında silahsızlanma kongresini toplayın’ demesinin altındaki anlam da buydu. Bence o olabilseydi bu seçim ortamını çok daha özgür bir biçimde hissedecek ve herkes sandığa bu özgürlük içerisinde gidecekti. Ama bu olmayacak, bunu çok iyi biliyorum. Bu tabii ki Ak Parti’yi olumlu mu etkiliyor? Hayır olumsuz etkiliyor. Silahlı insanların burada hala kalıp ne yapmak istediklerini kimse bilmiyor, bence Selahattin bey de bilmiyor.”
“KÜRTLER YOLA NASIL DEVAM EDECEKLERİNE KARAR VERMELİ”
HDP’nin Güneydoğu’da Öcalan posterleri ile ulusal ve milli bir siyaset yaptığını, batı da ise bir sınıf politikası izlediğini ileri süren Miroğlu, şu ifadeleri kullandı:
“Siz biliyorsunuz ki karşınızda sivil bir siyaset var, ama o sivil siyasetin arkasında silahlı bir grup var. Buda yetmiyor, şehirdeki örgütlemeler. 6-7 Ekim olaylarını dağdan inen insanlar yapmadılar. Şehirlerde yaşayan insanlar yaptılar ve ortada hala hesabı sorulmamış 52 cinayet var, 52 linç girişimi var. Bugün Kürt siyasetinin hani Kandil mi buna karar verir, Abdullah Öcalan mı karar verir bilemem, ama önünde bir yol var. Hadi bu seçimi de böyle atlattık, ama bir daha ki seçimi bu şekilde yaşayamaz Türkiye, bunu hiç birimiz kaldıramayız. Mutlaka normalleşme olması lazım, mutlaka Kürtlerin yola nasıl devam edeceklerine karar vermeleri lazım. KCK ile devam edeceklerse KCK’nın normalleşmesi lazım o zaman. HDP'nin programını sahiplenip, HDP’yi kapatıp KCK ile yola devam edilebilir, bunda hiçbir beis yok. Yeter ki demokratik olsun, yeter ki şiddet barındırmasın. PKK ile yola devam edilecekse o zaman PKK’nın meşru zemine çekilmesi için herkesin çaba göstersin diyeceğiz. Ama bir yandan HDP, bir yandan PKK, bir yandan Kandil, bir yandan İmralı, yani bu dört parçalılık seçimlere hiçte olumlu yansımıyor. Yani bir kere propagandası bile değişiyor HDP'nin bu bakımdan. İşte Midyat'ta Abdullah Öcalan posterleri ile dolaşılıyor, ama İstanbul ve başka şehirlerde CHP'den oy alabilmek için bu posterlerin hiçbirisine yer verilmiyor. Başka posterler, sol tahayyüle uygun sloganlar, sınıf meselesiyle ilgili sloganlar kullanılıyor, O sloganlar taşınıyor. Bir yandan bölgede işte milli ya da ulusal bir politika izleyeceksiniz, ama batıda da bir sınıf politikası izleyeceksiniz. HDP'nin en önemli handikaplarından birisidir bu. Tabii ki bu handikapları düzeltmek bizim görevimiz değil. İnşallah seçimden sonra bir muhasebe yaparlar.”
“HDP, CHP’DEN OY ALMAYA ÇALIŞIYOR”
HDP’nin barajı aşacağına inanmadığını ifade eden Miroğlu,sözlerini şöyle tamamladı:
“Ben barajı aşabilecekleri kanaatinde değilim. Çünkü baraj konusu çok matematiksel bir şeydir. Yüzde 85-90'a evirilebilecek bir katılımla baraj 5 milyon civarın olacak. Evet Selahattin bey Cumhurbaşkanlığı seçiminde 1 milyon oy aldı, ama onun da gerekçelerini biliyoruz. Bu gerekçelerin başında CHP ve MHP seçmeninin Ekmeleddin beyin adaylığını içlerine sindirmemiş olmalarındandı. Bir kısım Ak Partili seçmen de ilk defa, ‘işte bir Kürt Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday oluyor, buna biraz oy versek bir şey olmaz. Zaten sayın Erdoğan farkla cumhurbaşkanı olacak’ gibi bir anlayışla hareket etmiş olmalarıdır. Dolayısıyla alınan 1 milyon oy emanet oylardı. Şimdi bunu çıkardığınız zaman HDP’ye 2,5 milyon civarında bir oy lazım. Bu oyu HDP CHP'den almayı umut ediyor. Çünkü MHP kapalı bir parti, o oyları MHP’den alması mümkün değil. Ak Parti seçmeninden de bu çapta 100 bin, 200 bin gibi bir oy kayışı olabilir HDP ile Ak Parti arasında, ama bu da barajın aşılması için yeterli bir rakam değil, alınsa bile bu oylar. O halde büyük bir kitlesel oyun CHP’den HDP'ye geçmesi lazım. Zaten HDP’de bütün stratejisini bunun üzerine oturtmuş. Yani CHP’den oy almaya çalışıyor, ama CHP’de bence özellikle ön seçimlerde Alevi politikacıları liste başlarına koyarak bir ‘van minüt’ dedi HDP'ye. Seçim ortamı biraz daha ısınmaya başladığında CHP'den HDP'ye yönelik ‘van minütler’in sayısı artacak. Oradan HDP'nin beklediği oyu alabileceği kanısında değilim. İşte Alevi adayların İstanbul’da, şurada burada gösterilmesi de HDP'ye çok fayda sağlamaz. HDP bence boşa kürek çekiyor.”
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.