Kentleşme ve Kalkınma Reçetesini Sundu
Zengin tarih ve kültür potansiyeli ile turizmde de atağa geçen Midyat’ımızın kentleşme ve kalkınma rotasını belirlememiz gerekiyor
Zengin tarih ve kültür potansiyeli ile turizmde de atağa geçen Midyat’ımızın kentleşme ve kalkınma rotasını belirlememiz gerekiyor. Öncelikle kendimize şu soruları sormalıyız. Midyat’ın gelişmesinin önündeki engeller nelerdir? Bizim açımızdan şehir kalkınması ne ifade ediyor? Kentleşme ve kalkınmayı nasıl sağlayabiliriz? Şehrin geleceğine ışık tutacak ve gelişmesini sağlayacak önemli projeleri nasıl hayata geçirebiliriz?
Kalkınma, sadece ekonomik gelişme-büyüme anlamı ile sınırlı bir kavram değildir. Her ne kadar uzun yıllar ekonomik gelişim-büyüme ile kalkınma eş anlamlı kullanılmış ise de artık günümüzde kalkınmanın insani yönü ön plana çıkmış ve kalkınma geleneksel anlamında olduğu gibi sadece ekonomik büyümeyi değil, insanların hayat kalitelerini artıran diğer faktörleri de kapsayan bir anlama kavuşmuştur.
Tarihi milattan önce (M.Ö.) 2 binli yıllara dayanan Midyat, birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Farklı inanç ve kültürlerden insanların bir arada yaşadığı Midyat’ımız 1810 yılında ilçe olmuştur. Geçmişten günümüze birçok zanaatkârın merkezi konumunda olan ve daha o tarihlerde bile bölgede ilk defa ayakkabı imalatı, gazoz fabrikası, un fabrikası, piriket fabrikası, kumaş imalatı gibi birçok sanat icra ediliyordu. Ülkemizin ilk kadın belediye başkanı ve muhtarını seçebilme ayrıcalığını tarihe yazdırabilmeyi başaran Midyat’ta ayrıca ticari yoğunluğun bulunmasından dolayı rivayetlere göre 1930 senesinde dahi Ticaret Odası bulunuyordu.
Midyat’ın ve Midyatlıların yıllardır maruz bırakıldığı, acil çözüm bekleyen sorunlar ve şehrin gelişememesinin önündeki engellere ana başlıklarıyla bakacak olursak;
1-Eğitim
2-Ortak Akıl
3-Altyapı
4-Sağlık
5-Potansiyelleri değerlendirememek
1) - Eğitim, büyüme ve gelişmemizi etkileyen en önemli unsurlardan bir tanesidir. Eğitimde fırsat eşitliğini mümkün olduğunca sağlamalıyız. Taşıma merkezi yapılan okullarımız da öğrencilerin daha önceki durumları dikkate alınarak ek etüt ve intibak eğitimleri yapılmalı, çocuklara öğlen zamanlarında sıcak yemek verilmelidir. Bu konuda Bitlis ve Bolu illerinde yürütülen ve çok başarılı olan uygulamalar faydalı birer örnek olarak karşımıza çıkmaktadır.
Zira eğitimdeki durumumuz ülke ortalamasına baktığımızda son sıralardadır. Midyatlı bir eğitim sevdalısı olarak özellikle köylerdeki ve şehirdeki öğrencilerin eğitimine baktığımızda şu sıkıntıları görmekteyiz. Bilhassa köylerimizde öğrencisi az olan okulların öğrencileri birleştirilmiş sınıflarda eğitim almaktalar. Birleştirilmiş sınıflarda öğrenciler yaşıtlarına göre çok daha geç sürelerde okuma yazmayı öğreniyorlar. Bu yöntemden acilen vazgeçilmesini öneriyoruz. Öğrencisi az olan köylerin okulları ana sınıfına dönüştürülmeli ve bu öğrenciler merkezi köyler belirlenerek, eğitim öğretim süresince yaşıtları gibi öğrenci ortamının olduğu, her çocuğun kendi sınıfında eğitim alabileceği şekilde düzenlenmelidir. Böylece köylerimizde görev yapan öğretmen ve idarecilerimiz için de bir sosyal ortam sağlanmış olacaktır. Ayrıca bu okulları hafta sonları açık tutularak köyde yaşayan kadın ve erkeklere yönelik el sanatları ve okuma-yazma kurslarının yanı sıra tarım ve hayvancılık konularında eğitimler verilmeli, öğretmen-köylü ile devletin ilgili kurumları buluşturulmalıdır.
2) - İlköğretimi bitiren öğrenciler için nitelikli meslek liselerinin açılması kentimiz ve ülkemiz için fevkalade önemlidir. Midyat’ta Sağlık Meslek Lisesi, Fen Lisesi, Güzel Sanatlar Lisesi, Tarım ve Hayvancılık Meslek Lisesi, Turizm ve Otelcilik Lisesi ve Tekstil Lisesi gibi nitelikli meslek okullarının açılması elzemdir. Ayrıca sağlıklı bir toplumun temeli olan kız çocuklarının ilköğretimden sonra eğitimlerine devam etmeleri için acilen yurt problemini çözmemiz gerekmektedir. Bu konuda çok eksiğimiz var. Nitekim yıllar önce kurulan Ticaret Meslek Lisesi ile Kız Meslek Lisesi’nin kendi binaları dahi bulunmamaktadır. İmam-Hatip Lisesi’nin derslik ihtiyacı vardır. Bununla birlikte kızlarımızın ve diğer liselerden mezun olan gençlerimizin yüksek öğrenimlerini kendi memleketlerinde yapmaları için Midyat Meslek Yüksekokul’umuza farklı bölümler açılmalıdır. Ayrıca unutmadan eklemek istediğim bir konu da öğretmen evi konusudur. Üzülerek belirtmek istiyorum; bugün nüfusu 8 bin ila 15 bin arasında değişen ilçelerde bile 5–6 katlı ve çok iyi standartlarda öğretmen evi bulunurken bizde ki öğretmen evinin durumu hepimizin malumudur. Bu konuda acilen bir çalışma yapılmalıdır.
3) - Midyatlılar olarak bir ortak akıl oluşturmak zorundayız. Bilindiği üzere Belediyeler Kanunu’nun 76. Maddesine dayanılarak kent konseyinin kurulması zorunludur. Bu konseyde karar vericilerin yanı sıra sivil toplum kuruluşları da yer almaktadır. Kanundaki tanımı merkezi yönetimin, yerel yönetimin, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının ve sivil toplumun ortaklık anlayışı ile hemşerilik hukuku çevresinde buluşulan kentin kalkınma önceliklerinin, sorunlarının, vizyonlarının sürdürülebilir, kalkınma ilkeleri temelinde belirlendiği, tartışıldığı çözümlerin geliştirildiği uzlaşmanın esas alınarak demokratik bir yapı oluşturulan yönetim mekanizmasıdır. Bu tür uygulamalar çok faydalı neticeler doğurmaktadır. Nitekim birçok yabancının yaşadığı sahil kentlerimizin çoğunun belediyelerinde yabancıların karşılaştığı sorunları çözmek için bile yabancılar komisyonları kurulmuş olup önemli neticeler alınmıştır.
Amaç;
• Yerel düzeyde demokratik katılımın yaygınlaştırılmasını, hemşerilik hukuku ve ortak yaşam bilincinin geliştirilmesini, çok ortaklı ve çok aktörlü yönetişim anlayışının benimsenmesini sağlamak,
• Sürdürülebilir gelişme sorunlarının çözümüne yönelik uzun dönemli bir planın hazırlanması ve uygulamasını sağlamak,
• Kente ilişkin temel stratejiler ve faaliyet planlarının belirlenmesinde, uygulama ve izleme süreçlerinde tüm kenti kapsayan ortak bir aklın oluşturulmasına katkıda bulunmak,
• Yerellik ilkesi çerçevesinde katılımcılığı, demokrasiyi ve uzlaşma kültürünü geliştirmek,
• Kentin kimliğine ilişkin tarihi, kültürel, doğal ve benzeri değerlere sahip çıkmak ve geliştirmek,
• Kent kaynaklarının etkili, verimli ve adil kullanımına katkıda bulunmak,
• Sürdürülebilir kalkınma anlayışına dayalı kentin yaşam kalitesini geliştiren, çevreye duyarlı ve yoksulluğu giderici programları desteklemek,
• Sivil toplum gelişmesine ve kurumlaşmasına katkıda bulunmak,
• Çocukların, gençlerin, kadınların ve engellilerin toplumsal yaşamdaki etkinliklerini artırmak ve yerel karar alma mekanizmalarında aktif rol almalarını sağlamak,
• Kent yönetiminde saydamlık, katılım, hesap verebilirlik, öngörülebilirlik ilkelerinin uygulanmasında katkıda bulunmak
• Kent konseyinde oluşturulan görüşlerin değerlendirilmek üzere ilgili belediyeye gönderilmesini sağlamaktır.
Böyle bir kurumun işlerliği Midyat için çok önemlidir. Çünkü memleketimizin eğitim, sağlık, alt yapı, üst yapı ve istihdam ile ilgili çok önemli sorunları bulunmaktadır. El birliği yaparak çalışmalar yapmalıyız. Bilindiği üzere Mardin Ovası’nda GAP Projesi çerçevesinde sulama başlamak üzeredir. Bu proje çerçevesinde konumu nedeniyle su alamayacak Midyat’ın bu projeden yeterince pay alabilmesi ve kalkınabilmesi için bir ‘İhtisas Sanayi Bölgesi’ için arsa tahsisi yapılmalıdır. Alt yapısı tamamlanan tarıma dayalı sanayi, tekstil ve diğer imalat kollarının gelişmesi için bu girişim çok önemlidir. Burada üretilecek ürünlerin her türlü pazarlara en uygun ulaşım maliyeti ile gönderilebilmesi için mevcut karayolunun yanında bir üçgen kurularak (karayolu-demiryolu-liman) bağlantısı yapılmalıdır.
MİDYAT’I GELECEĞE TAŞIYACAK YATIRIMLAR
Ayrıca Midyat’ın Nahit Katori Taşı istihdamımızda çok önemli bir yer edindiğinden bu işle uğraşan firmaların daha iyi gelişebilmeleri için uygun bir bölgede arsa tahsisi yapılıp bir araya toplanmalılar. Böylece şehrin girişlerine kurulmuş taş atölyelerinin hoş olmayan görüntü kirliliği ortadan kaldırılmış ve bir meslek dayanışması kazandırılmış olacaktır. Midyat’ın küçük sanayi sitesinin bir an önce bitirilerek sanatkâr esnafımızın şehrin içinden taşınması kentimize çok hoş bir görüntü sağlayacaktır. Midyat’la özdeşleşen Telkarinin ‘Tayvankari’ye dönüşmeden gereken tedbirler alınmalıdır. Midyat’ta kurulması için onay çıkan fakültenin temelini oluşturan yerleşke projesinin biran önce alt yapı ve binaları için çalışma yapılmalıdır.
Turizm ve hizmet sektörü alanında faaliyet gösteren firmalarımızın mağdur olmaması, gelişmeleri ve daha fazla istihdam olanağı sağlayabilmeleri için kültür ve tarih turizminin önemi çok büyüktür. Bu alanda da gerekli girişimler yapılarak, şehre daha çok turistin gelmesi sağlanmalıdır. İstihdamımızın nitelik kazanabilmesi için İŞ-KUR, KOSGEB, Halk Eğitim Merkezi, Çıraklık ve Mesleki Eğitim Merkezi gibi kuruluşlar üzerine düşen sorumluluklarının gereği olarak kentte faaliyet gösteren firmalar için nitelikli eleman yetiştirmeleri gerekmektedir. Bu kurumlardan daha fazla istifade edebilmek için kentimizde şube veya temsilcilikleri açılmalıdır. Çünkü kent nüfusumuzun yüzde 61’i genç nüfustan oluşturmaktadır.
Sağlık sektöründe de ciddi sıkıntıların olduğunu gözlemliyoruz bunların da acilen çözüme kavuşturulması gerekmektedir. Ülkemizde 100 bin kişiye düşen yatak sayısı 262 iken, Mardin’de 80, Midyat’ta ise hala 50 yataktır. Yüz bin kişiye düşen hekim sayısında ise ülke ortalaması 82 iken Mardin’de bu rakam 24’tür. Yüz bin kişiye düşen hemşire sayısında da durum çok parlak görünmüyor. Bu alanda da ülke ortalaması 124 iken, Mardin’de maalesef 52’dir. Yeni yapılan devlet hastanemiz 150 yataklı değil de 300 yataklı dahi olsaydı yine ancak ülke otalamasını yakalayabilirdik. Hâlbuki bu tür yatırımlar planlanırken yörenin 20–30 yıllık ihtiyaçları dikkate alınmalıdır. Sağlıktaki durumumuzdan haberdar olmanız için bu verileri sizlerle paylaşmak istedim. İnsan için elzem olan sağlık sektöründeki bu eksiklerinde biran önce iyileştirilmesi için çaba sarf edilmelidir. Bilakis
Midyat’ta diğer bir önemli husus da elektrik alt yapısında yaşanan sorunlardır. Bu konunun da acilen ele alınması gerekmektedir. Bazen şöyle düşünüyorum; acaba çok mu elektrik tüketiyoruz! Aslında hiçte öyle değil. Ülke genelinde kişi başına elektrik tüketimi 2264 KW iken Mardin ortalaması 1144 KW’dır. Elektrik, su, altyapı ve üstyapısı iyi olmayan bir şehirde hiç kimse yatırım yapmak istemez. Daha temiz bir enerji kaynağı olan doğalgazın Midyat’a getirilmesi için girişimler yapılmalıdır. Güneş ve diğer enerji kaynakları yatırımları için cazip olan Midyat’ın bunlardan istifade etmesi memleketimizin kalkınması için önemli bir husustur. Ülkemizde ilk defa derin petrol sondajının yapıldığı Midyat ve çevresinde tekrar yeraltı kaynakları için araştırma yapılmalıdır.
Midyat’a Ticaret Odası kazandırmanın zamanıdır. En ufak bir işlem için Mardin’e gidip gelmeler ekonomik kaybın yanında zaman kaybına da sebep olmaktadır. Bu kurumun Midyat’a açılabilmesi için şirket yöneticileri nezdinde girişimler yapılmalıdır. Bizim durumumuzu bariz bir şekilde ifade edebilecek bir diğer husus da esnaf kefalet kooperatiflerin etkinliği. Midyat Esnaf Kefalet Kooperatifi’nin aracı olduğu Kredi Miktarı 2,5 Milyon TL civarındadır. Nüfusu 15 bin civarında olan Ömerli ilçesinin Kooperatifi 6,5 Milyon TL krediye aracı olmuşken, nüfusu bizimle hemen hemen aynı olan Mardin’deki kooperatif ise 14 Milyon TL krediye aracı olmuştur. Hangi konumda bulunursak bulunalım; sorumluluk bilinci ile halkımıza hizmetkâr olma felsefesi ile hareket etmeliyiz.
Dile getirmek istediğim diğer bir hususta Midyat’taki karayollarının yeridir. Yıllardır birkaç depo ve bir bekçiden başka faaliyetin görülmediği buranın Midyat’a öğretmen evi veya Kültür Merkezi şeklinde düzenlenmesi şehrimiz için önemli bir kazanım olacaktır. Öğretmen evi ve halı hazırdaki Halk Eğitim Merkezi binaları da öğrenci yurdu olarak düzenlenmelidir. Midyat’ta 15 bine yakın araç bulunmasına rağmen halen gezici muayene istasyonu ile araç muayene işlemleri görülmeye çalışılmaktadır. Burada kalıcı bir istasyonun kurulması gerekmektedir.
Bilindiği üzere ülkemiz parlamenter demokrasi ile yönetilmekte dört senede bir seçtiğimiz milletvekilleri memleketlerinin sorunlarını ilgili kurumlar nezdinde çözmek için vekâlet almaktadırlar. Vekâleti verdiğimiz milletvekilleri bütün kurumlarımızla iyi bir ahenk oluşturmalı, hizmetkar bir mantıkla hareket etmelidirler. Bu ahengin ve ortak aklın şehirlerdeki kalkınmanın nasıl bir lokomotifi olduğunu Gaziantep, Kayseri, Konya ve Eskişehir gibi şehirlerden görmekteyiz.
Artık dördüncü sınıf bir ilçe psikolojisinden kurtulmalı; potansiyellerimizi harekete geçirerek birinci sınıf bir kent olmalıyız. Sonuç olarak bir ülkenin ve bir kentin gelişmişliği sivil toplum örgütleri sayısı ve etkinliği ile ortak aklın en iyi şekilde kullanılmasıyla orantılıdır.
Halil EL
Migimar Alışveriş Merkezi Yönetim Kurulu Başkanı
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.