Hangi oyunu izliyoruz biz? Nedir takip ettiğimiz? Gerçekten takım mı tutuyoruz yoksa rakibin nefreti, gönül verdiğimizi düşündüğümüz renklerin tutkusundan daha mı ağır basıyor? Futbolun saha dışında oynandığına inancı olan insanların sayısı artıyor mu? Bütün bu sorular, cevap bulmak için sorulmadı. Bütün bu sorular benim kafamın içinde dolanan ve aslen bilip de futbola konduramadığım cevapların soruları. Konusu önemli olmayan bir süreç düşünün ki bu kadar kötü yönetilsin. Bu kadar kakofoni olsun ve doğal olarak herkes söylediği bir önceki cümlenin arada kaynayabileceğini düşünerek bir sonrakini 180 derece döndürerek zikretsin ve bundan hicap duymasın. İşte şike soruşturması bu hale geldi. Dokunmayın, ardını düşünmeden altına imza attığınız yasa yerinde kalsın. Dokunmayın, 58. madde dere geçilirken değiştirilmesin. İlla çok istiyorsanız, dava biter sonra konuşulur. Dokunmayın, suçlu her kimse cezasını çeksin. Talebimiz bu. Çok mu şey istiyoruz ki eminim sadece bizler değil sahadakiler de aynı şeyi istiyordur. Yoksa neden Fenerbahçe, Kayseri’ye nefes aldırmayan bir baskıyla başlasın. Futbol adına her şeyi yapsın.

Navarro’nun ikramı
Hakemin düdüğüyle başlayan presinin vücuda gelmiş ilk hali 5. dakikada Topuz’un ortasında son anda gelen ters kafaydı. Ardından da perde açıldı zaten. 11’de Pekarik ve kaleci Navarro’nun hatasını kurnazca değerlendiren Alex tabelayı 1-0’a getirdi. Tribünler ise Lefter diye inledi. Böylece Kayseri’nin geçen sezon Volkan Babacan’la başlayan Saracoğlu’ndaki kaleci kabusu da devam etmiş oldu. 20’ye kadar Kayseri’yi soluksuz bırakan Sarı-Lacivertliler şaşkınlığa bir ikinci sayı sıkıştırmaya çalışsa da 13’te Alex-Cristian ikilisinden Cristian yanlış tercihte bulundu. Bir dakika sonra ise Bilica’nın kafasında doğru yerde olan Navarro’du. Fenerbahçe adına pozisyon perdesini indiren Gökhan’ın ortasında Alex’in dokunmadan asist denemesini gerçeğe dönüştüremeyen Cristian oldu.
Sarı-Kırmızılılar ise geç açıldı. Bekleri hücumu forse ettiği için geride kanat sorunları yaşayan Fenerbahçe karşısında 33’te Caner’den topu çalıp son çizgide ortayı yapan Furkan’la gole yaklaştılarsa da Abdullah karşısında Volkan’ı buldu.

İlk yarı Tottili Roma gibi 4-6-0’la oynayıp Sow’a “Hadi gel artık” çağrısı yapan Aykut Kocaman, ikinci 45’e korkulu rüya görerek başladı. Furkan 49’da önünde bulduğu topa müsait pozisyonda iyi vursa ya da iki dakika sonra Gökhan Ünal ortaları değerlendirse farklı hikayeye yelken açabilirdik ama neticede Alex gerçeği var. 67’de Stoch’u öyle bir kaçırdı ki onun ortasında Eren’in ‘el’iyle gelen penaltıda da golü atıp 2-0 yapmak Alex’e yakışırdı, maçı bitirmek ise Stoch’un 78’deki inanılmaz füzesine: 3-0. Ama Bienvenu “Noktayı ben koyayım 4-0 olsun” dedi.
Not: Beş sene geçti üzerinden ve bir karar verdiler. Dediler ki Hrant Dink’i bir örgüt öldürmedi. Yüz binler bu kararı protesto edip ‘Biz bitti demeden bitmeyecek’, ‘Unutturmayacağız’ diye haykırdı. Ama bir gün sonra 58. madde gündemi yine bulandırdı. Gündem yine şikeye kesti. Lakin bilinsin ki bu sefer ne unutmaya ne de unutturmaya hiç niyetimiz yok.

‘Ordinaryüs’ anısına ‘Dev çubuklu’ forma
Geçen hafta hayatını yitiren efsane futbolcu Lefter Küçükandonyadis’in anısına tribünde üzerinde Sarı-Lacivertli futbolculardan taraftarına kadar çok sayıda kişinin imzası bulunan dev bir çubuklu Fenerbahçe forması açıldı.

‘58 için pazarlık yapmayız’
Fenerbahçe yönetimi gibi taraftarları da şike ve teşvik primi teşebbüsünde dahi küme düşürmeyi öngören Futbol Disiplin Talimatı’nın 58. maddesinin değiştirilmesine karşı bayrak açtı. Tribünlerde dün üzerinde “Zeki Rıza’nın, Lefter’in Fenerbahçe’si pazarlık konusu yapılamaz. 58. madde değişmesin, eksi puan gerçekleşmesin” yazısı yer alan pankart açıldı. Taraftarlar ayrıca, takımlarının haftaiçi çok maç oynamasına da gönderme yaparak, “Hafta sonu deplasman istiyoruz” yazılı bir pankart açtı.

33 maça çıktı
Fenerbahçe dünkü galibiyetle Kadıköy’deki yenilmezlik serisini 33 maça çıkarırken, sakatlığı düzelen kaptan Alex attığı iki golle Stoch’la birlikte sahanın en iyisiydi. (Onur Salman - Radikal)