Halil EL

Halil EL

İdil: Mezopotamya’nın Kapısına Açılan Yol

A+A-

Burası Mezopotamya’nın kalbi… Binlerce yılın hikâyesini taşıyan, taşlarına kazınmış duaları, sokaklarına sinmiş dilleri ve her köşesinde geçmişin yankısını saklayan bir yer: İdil…

Bir yolculuğa çıkıyoruz. Ama öyle sıradan bir yolculuk değil… Bir keşif serüveni. Her adımda tarih, her durakta medeniyet, her manzarada hayret… Ve işte başlıyoruz!

Mağara (Kiwex): Sessiz Duvarlar, Saklı Hikâyeler

İlk durak Kiwex. Bir köy değil, bir zaman tüneli… Kayalara oyulmuş evler, binlerce yıl öncesinden bugüne sessiz tanıklar…

Burada durup düşünüyorsunuz: Bu taşlar neler gördü? Kimler geldi, kimler geçti? Ezidiler bu topraklarda yaşadı, inançlarını mağaralara kazıdı. Bugün sessizlik hâkim ama duvarlar fısıldıyor: “Bizi dinleyin.”

Haberli (Basîbrîn) ve Öğündük (Mîdîn): Süryani Mirasının Taşlara İşlenmiş Hafızası

Sonra rotamız Süryanilerin zamana meydan okuyan köyleri: Haberli (Basîbrîn) ve Öğündük (Mîdîn).

Dar sokaklardan geçerken taş evlerin arasından yükselen ayin seslerini duyuyor gibi oluyorsunuz. Kilise çanlarının yankısı, geçmişin bugüne düşen sesi gibi…

Başak (Basakê) Köyü: Bir Kalede Saklı Medeniyet

İşte bir başka durak: Başak (Basakê).

Bu köyde kale gibi bir manastır var. Ama sıradan bir bina değil… Süryanilerin bu topraklara kazıdığı bir zaman mührü…

Taşları ellerinizle yokluyorsunuz. Her biri bir hikâye anlatıyor. Burası bir medeniyetin sığınağı mıydı, yoksa düşlerin inşa edildiği bir yer mi?

Alem Dağı (Gîre Elîm): Dağların Zirvesinde Bir Sır

Ve yol bizi yükseltiyor. Alem Dağı’na (Gîre Elîm) tırmanıyoruz.

Burası sıradan bir dağ değil… Zirvede bir türbe var: Elîm Türbesi. Yüzyıllardır ziyaretçilerini ağırlıyor. Dualar burada yankılanıyor, rüzgâr bile başka esiyor.

Ama sadece türbe değil… Burada zev adı verilen büyük ziyafetler kuruluyor. Halk bir araya geliyor, sofralar paylaşılıyor. Medeniyet yalnızca taşlarda değil, sofralarda da yaşıyor. Dahası, bu zirvede Asurluların izlerini görmeniz mümkün…

İdil (Hezex) Merkez: Taşlarla Yazılmış Tarih

Ve işte İdil’in (Hezex) kalbi…

Sokaklar dar, taşlar eski ama hikâyeler hep taze. Meryem Ana Kilisesi yükseliyor: 1600 yıl öncesinden bugüne uzanan bir zaman köprüsü…

Az ötede Timur Çeşmesi var. Dicle’nin suyunu taşlara kazıyan bir hatıra… Suyun akışı gibi tarih de burada durmadan akıyor.

Bir an durup düşünüyorsunuz: Bu çeşmenin önünde kimler durdu? Hangi seyyahlar su içti? Hangi ordular burada mola verdi?

Sulak (Bafê) Seyir Terası: Mezopotamya’ya Açılan Pencere

Şimdi yükseliyoruz: Sulak (Bafê) Seyir Terası…

Bir adım atıyorsunuz ve karşınızda Mezopotamya’nın sonsuzluğu! Dicle göz kırpıyor, tarihi Midyat selam veriyor, kadim Cizre uzaktan bakıyor…

Bir manzara bu kadar derin olabilir mi? Burası sadece bir seyir noktası değil, geçmişle bugünün kesiştiği bir pencere.

Yarbaşı (Hespîst) Köyü: Dicle’nin Kıyısında Bir Vaha

Ve şimdi suyun yanına iniyoruz: Yarbaşı (Hespîst) Köyü…

Burası Dicle’nin hediyesi gibi… Onlarca çeşit balık, suyun berraklığında süzülüyor. İnsan burada doğayı değil, doğa burada insanı seyrediyor gibi.

Bir taşın üzerine oturup Dicle’yi izliyorsunuz. Kimler bu sulara baktı? Hangi yolcular burada mola verdi?

Kayı (Hedîl) Köyü ve Mor Bosus Manastırı: Sessizlik ve Adanmışlık

Dicle’den ayrılıyoruz ama rotamız bizi daha da derinlere götürüyor: Kayı (Hedîl) Köyü ve Mor Bosus Manastırı.

Burası kutsal bir nokta… Duvarda yankılanan dualar, taşlara işlenmiş birer miras gibi…

Bir adım atıyorsunuz, içeri giriyorsunuz. Hava ağır, sessizlik derin… Burası sadece bir manastır değil, zamana kazınmış bir ibadet mekânı.

Çukurlu (Xanduk) Köyü: Mağaralar ve Antik Şehirler

Ve işte Çukurlu (Xanduk)…

Burada doğa ve tarih iç içe. Mağara köyleri, kayalara oyulmuş eski medeniyetlerin izleri…

Taşların arasına giriyorsunuz, mağaralara adım atıyorsunuz. Kimler burada yaşadı? Hangi uygarlıklar burada doğdu ve yok oldu?

Her kayanın içinde bir sır gizli… Yeter ki gözlerinizi açın.

Son Söz: İdil (Hezex), Bir Keşif Serüveni…

İdil’i (Hezex) gezmek, sadece bir şehri görmek değil… Bir tarihi solumak, bir medeniyeti hissetmek.

 • Kiwex’te taşlara kazınmış hayatı,

 • Basîbrîn ve Mîdîn’de Süryanilerin sessiz çığlığını,

 • Basakê’de bir kalenin zamana direnişini,

 • Gîre Elîm’de inancın ve paylaşımın gücünü,

 • İdil (Hezex) merkezde tarihin taşlara nasıl işlediğini,

 • Bafê’de Mezopotamya’nın sonsuzluğunu,

 • Hespîst’te Dicle’nin büyüsünü,

 • Hedîl’de kutsallığın izlerini,

 • Xanduk’ta ise mağaraların sakladığı sırları…

Bunları görmek, duymak, hissetmek ve merak etmek…

İdil (Hezex) sadece bir şehir değil… Bir zaman yolculuğu, bir keşif, bir hayret durağı…

Ve bu toprakların bize anlatacağı daha çok şey var.

Yeter ki durup dinleyelim…

Bu yazı toplam 196 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar