Hoşgeldin Ey Onbir Ayın Sultanı
Müslümanlar için kutsal üç aylardan sonuncusu olan Ramazan Ayı geldi. Tabiî ki Müslümanların birçoğu aylar öncesinden Ramazan için maddi manevi hazırlık yapmışlardır.
Son yıllarda iklim değişikliklerinin açık açık görülmesi, yaz ve kış aylarının neredeyse belli olmaması kışları soğuk yazları yağışlı ve aşırı derecede sıcakların olmasını biz Müslümanlar olarak Yüce Allahın hikmetlerinden her şeyin ondan geldiğini biliyor inanıyoruz. Bu yılda yine Ramazan ayı yaz aylarının en sıcak ayı olan Temmuz ayının yine en sıcak günlerinde başladı. İşte bu günlerde, bu sıcaklarda nasıl oruç tutacağız stresine giren çok sayıda insan vardır...
Yüce Rabbimin hepimizi, kaldıramayacağı yükü yüklemeyeceğine iman eden Müslüman kullarından eylesin inşallah.
Müslümanların bir birilerinin ibadet şevkini kırmamaları konusunda din âlimleri hep söylerler. Bu sıcaklarda oruç tutmanın sevabı diğer aylara göre kat kat daha fazla olduğunu yüce kitabımız Kur'an-ı Kerim'den bizlere din âlimleri hep açıklıyorlar. 'Bizler hep bir birimize söyleriz, ya bu sene havalar çok sıcak nasıl oruç tutacağız diye.' Bence insanoğlu bir şeyin zor olduğunu düşünürse o iş daha zor oluyor. İşte bazı kişi veya kişiler, bazı çevreler; ya havalar çok sıcak oruç tutulmaz, bu sıcakta günler uzun derler bizler bu sözlere aldırmamamız gerek. Bizler inancımız gereği Yüce Allah’ın buyurduğu gibi sabrederek, başaracağımıza inanarak orucumuzu tutarsak bu sıcaklarda tuttuğumuz orucun faziletine inşallah nail oluruz.
Biz bir ibadet olarak düşünerek orucumuzu tuttuğumuzda bir takım zorlukları aşmamız çok daha kolay olacağına inanıyorum. Yüce Rabbimin emirlerinin de bu yönde olduğuna göre bizler sabırla, azimle oruç ibadetimizi yerine getirmemiz kolay olur düşüncesindeyim. Sıcaklar niyetimizi bozmasın Yüce Rabbimiz buyuruyor ki; sıcaklarda oruç sabır ve iman işidir.
Tabiî ki kısa ve serin günlerde tutmak isteyen herkes oruç tutar, önemli olan bu uzun günlerde, sıcak havalarda orucu tutmaktır. Bu aylarda, bu sıcak havalarda orucu tutmak isteyen kişilerin Allah’a olan saygı ve imanıdır. Bir insanda iman artıkça sabırda artar diye düşünüyorum. Okuduğum ilmihal kitabında gözüme çarptı, aklımda kaldı bende sizlerle paylaşayım istedim.
Sevgili dostlarım İbn Recep şöyle demiş ( Letaif 551); "Oruç tutanlar sıcağa ve susuzluğa tahammül ettikleri içindir ki Yüce Allah (cc) onlara Cennette özel bir kapı ayırmış ve o kapıdan girenler diledikleri oradaki bir birinden lezzetli meşrubatları içecekler. Çünkü onlar dünyadayken susuz kaldılar oruç tutular. İşte O meşrubatlardan içenler artık o günden sonra bir daha susamayacaklar" buyruluyor.
Evet belki bu yıl Ramazan ayı geçtiğimiz yıllardaki aylara göre daha sıcak bir aya denk geldi. Dünya dönüyor Ramazan ayı her yıl on gün öne geliyor işte bu vesileyle de yine çok sıcak bir tarihe denk gelmesi haliyle oruç tutan Müslümanları biraz zorlayacak, ancak Yüce Rabbimizin sıfatlarından en başta gelen 'Sabır' edersek inşallah tutuğumuz orucun mükâfatı da büyük olur. Allah hepimize yardımcı olsun inşallah, sağlık huzur mutluluk içinde bir Ramazan ayını da inşallah geride bırakırız.
MİDYAT’TA HATİMLE TERAVİH NAMAZI
Bizde, bir dahaki Ramazan ayını görüp göremeyeceğimiz şuuru ile, Ramazan güzelliklini yaşamaya çalışıyoruz. Yaşadığımız günün değerini daha fazla hissediyoruz. İftar sofrasında ilahi emri beklerken ki ruhani hazzı herhalde anlatmama gerek yok.
İftar sofrasından sonra kılınan teravih coşkusunu gönüllere verdiği mutluluğu ancak yaşayanlar biliyordur. Ta çocukluğumuzdan beri hoş bir anı olarak kalan bu teravih izlerini, zaman zaman birbirimize hep anlatırız.
Bir iftarda beraber olduğumuz bir dostum, "Midyat kesimindeki 'Muhammed Cami'inde hatimle kılınan teravih namazına gidiyorum", deyince kendisine eşlik ettim. Günümüzde birçok il ve ilçede hatimle teravih namazı kılınıyor. Hatta balkanlardaki camilerde hatimle teravih kılındığını duymuştum.
İmam her rekatta Kuran-ı Kerim’den bir sahife okumak suretiyle 20 rekatta bir cüzü okur. Böylece 30 günde Kuran-ı Kerim’in tamamı okunarak hatim tamamlanmış oluyor. Doğrusunu söylemek gerekirse, hatimle namaz kılmak hem imam hem de cemaat için biraz zor, fakat o derece sevabı bol bir ibadettir.
Bilhassa imamın eskilerin deyimiyle “ Demir gibi hafız” olması gerekir.
İslam büyükleri, bilhassa tasavvuf ekolünden gelenler hatimle teravih namazına önem vermişlerdir. İmam Rabbani hazretleri kendisi cemaat olup talebelerine hatimle teravih kıldırıldığı kitaplarımızda geçer. Muhammed Camiine hatimle teravih kılmak için gelen her yaşta bir hayli kalabalık insan vardı. Namaz bittiğinde cemaatin mutluluğu gözlerinden okunuyordu.
Büyük şairimiz Mehmet Akif ERSOY, Arap edebiyatı ile meşgul olduğu sırada hafız olmaya karar veriyor ve altı ayda Kuran-ı Kerim'i ezberleyerek hafız oluyor. Hıfzını ise, o zaman Fatih Camii'nde imamlık yapan Arap hafız namlı Filibeli Mehmet Rasim Bey'e dinletiyor.
Şairimiz Mehmet Akif, Mısır'da Kuran-ı Kerim'i tercüme etmeye başladığında artık ben de "Demir Hafız" oldum diye Allah'a şükrediyor. Ve Mısır'da hatimle teravih namazı kıldırmaya başlıyor. Fakat yeteri kadar cemaat bulamadığı için üzülüyor.
Nitekim İstanbul'da bulunan Arap hafıza yazdığı mektupta hu hususu şu cümlelerle dile getiriyor:
"Himmetiniz, bereketiyle hıfzım demir gibi oldu. Ya bu Ramazan ya gelecek Ramazan üç dört dayanıklı Müslüman bulursam hatimle teravih kıldırmak niyetindeyim. Evet, hem hatime dayanacak hem de benim sesime dayanacak Müslüman bulmak kolay değil."
Mithat Cemal Kutay'm naklettiğine göre, Teravih Namazı için her zaman cemaat bulamıyor. Bazen oğlu Tahir'in cemaat diye önüne geçip imam oluyor. Fakat hatimle kılman bu teravih namazları uzayınca Akif;
- Bazen arkama dönüp bakıyorum. O da kaçmış, diyor.
Bu vesile ile bir fıkra nakledelim.
Ömründe iki rekât bayram namazından başka namaz kılmayan bir Arnavut, bir gün köyünden kalkıp şehre iner. Her tarafın cıvıl cıvıl kaynadığını, minarelerde kandillerin pırıl pırıl yandığını görünce şaşırır ve bunun sebebini sorar. Kendisine "Teravih namazı kılınıyor" derler. Heveslenir ve oğluna "Sen burada birazcık bekle ben iki rekât namaz kılayım" der meğer girdiği camide işte böyle demir hafızlardan biri hatimle teravih namazı kıldırıyormuş. Arnavut bakmış ki namazın biteceği yok. Bir ara dışarı çıkıp oğluna seslenmiş.
-Oğlum sen boşuna bekleme. Merkebi al, hemen köye git. İmam işi inada bindirdi. Ben de sonuna kadar dayanacağım.
Sevgili okuyucularım, eğer sizlerde hatimle teravih namazını kılmak isterseniz şayet Cumhuriyet Bulvarı (Eski Emniyet Müdürlüğü) aşağısında bulunan Muhammed Camiine gidebilirsiniz.
Tüm sevdiklerimizle, dostlarımızla Ailelerimizle Ramazan Bayramına Yüce Rabbim çıkmayı nasip eder inşallah. Herkesin duası bu olmalı diye düşünüyorum. Ramazanınız Mübarek olsun, tutuğunuz oruçlar, yaptığınız dualar kabul olsun inşallah kalın sağlıcakla…
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.