En iyi savunma hücumdur
Ülke olarak pürdikkat takip ettiğimiz ve sporumuzun geleceğini etkileyecek şike soruşturmasının...
Tarihi şike davasında dün savunma herkesin gözünün çevrildiği Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım'daydı. Yıldırım savunmasında suçlamalara yanıt vermenin dışında 'ezeli' rakiplerine ilişkin iddialarda da bulundu.
Ülke olarak pürdikkat takip ettiğimiz ve sporumuzun geleceğini etkileyecek şike soruşturmasının dün Çağlayan Adliyesi’ndeki bölümünün ikinci günüydü. Sabah seansında alınan savunmaların ardından ‘merakla beklenen isim’ olan Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım savunmasına başladı. Daha önce sayfalarımızda duyurduğumuz gibi Atatürk’ün Cumhuriyeti’nin Fenerbahçesi vurgusunda bulunan Yıldırım, Fenerbahçe’nin Atatürk’ün gösterdiği ilkeler çerçevesinde Türk gençliğine Türk sporuna hizmet ettiğini söyleyerek ‘birilerinin’ bundan rahatsız olduğunu ve bu operasyonun bu yüzden yapıldığını savundu.
“Bir grup Türk futbolunu ele geçirmek istiyor” diyen deneyimli yönetici savunmasını 4 bölüm üzerine kurdu: Fenerbahçe tarihi, kendi görev dönemindeki hizmetleri, 3 Temmuz’dan bugüne kadarki süreç ve suçlamalara verdiği cevaplar.
‘Tişörtlü savunma’
Yıldırım, özet olarak ‘3 Temmuz’dan bu yana hem savcılık hem emniyet hem de medya tarafından ‘yargısız infaz’a uğratıldıklarını belirtti. Bu esnada bir gazetede yayımlanan ve emniyette gözaltına alındığı anda çekilen ‘eşkal fotoğrafı’na gönderme yapan Yıldırım, sözkonusu gazetenin manşetini bastırdığı tişörtü mahkeme salonuna gösterdi. Yıldırım, soruşturmayı başlatan ve kendisinin dinlenmesine neden olan 4 telefon görüşmesinin dökümünü de mahkemeye göstererek savunma yaptı. “Burada hakemleri baskı altına aldığım etkilediğim iddia ediliyor” diyen ‘Aziz Başkan’, bir gazeteciyle Trabzonspor Başkanı Sadri Şener’in iddianamede yer alan görüşme tapesini göstererek “İkisini kıyaslayın. Eğer benimkinde bir suç buluyorsa bütün şike suçlamasını üstüme alırım” ifadelerini kullandı.
Yıldırım, Diyarbakırlı olduğunu belirtip ‘dostluk’ konularında adetlerden dem vurarak savunmasında farklı bir konuya yer verdi. “Bizimle ilişki kurmak örgüt üyeliğiyse Zekeriya Öz, Mehmet Berk ve Fikret Seçen ile Emniyet Müdürü Nazmi Ardıç da aramızda olurdu” diyen Yıldırım’a hakim “Bunun savunmayla ilgisi yok” dedi. O da “Yanlış işler yaptığımdan şüpheliyse beni uyarmalıydı” şeklinde serzeniş yapınca Ekinci “Samimi insan böyle mi yapmalı” sorusunu sordu. Yıldırım da “Diyarbakırlıyım bizde adet böyledir. Şüplelendiyse beni uyarmalıydı” dedi.
Sivasspor Başkanı Mecnun Otyakmaz’la yakınlığı konusundaysa “Eğer kötü bir adamsa, suç işleyen adamsa neden Sivasspor başkanı olmasına izin veriliyor. Ve devlet bizim onun görüşmemiz konusunda neden bizi uyarıp bizi görüşmeyin diyor” savunmasını yaptı.
Yıldırım ‘yargı’ya da eleştiride bulundu. 2006 yılında son maçta kaybettikleri Denizlispor maçına dair şikâyetlerinin dikkate alınmadığını kaydeden deneyimli yönetici “Yargının renk skalasında sarı lacivert renk yok. Bizi savcı dolandırıcılıktan yargılayıp 6222 öncesini kapsama soktu ama Galatasaray maçına bunu yapmadı. Eğer bu bir temizlik operasyonu olsaydı bütün takımlar dinlenirdi. Trabzonspor son 1 ay dinlenmiş.”Yıldırım son maç şampiyonluğu Bursaspor’a kaptırdıkları 2009-2010 şampiyonluğuna da atıf yaptı: “Ucuz şampiyonluk peşinde koşmadık. Öyle olsa İstanbul BB-Diyarbakır maçını (İBB 1-0 öndeyken sahaya Diyarbakırspor seyircisi girmişti) 3-0 tescillemeyen TFF’ye karşı gelirdik. Öyle olsa Diyarbakır ligden ihraç edilir, biz de berabere kaldığımız maç nedeniyle 2 puan alır ve şampiyon olurduk.”
Hepsi örgütümde!
Mahkeme heyetine ‘Fenerbahçe; Değişim, dönüşüm’ adlı kitabı dağıtan Yıldırım, tesisleri anlatıp “Bunca hizmetim örgüt faaliyetiyse bu örgütü ben kurdum. Çıkar amaçlı suç örgütü mafya demektir. Kimse Fenerbahçe başkanı ya da yöneticisine mafya diyemez” açıklamasını yaptı. Fenerbahçe Tüzüğü’nü de göstererek “Buna göre genel kurul örgütüm oluyor. Kongre üyesi Mehmet Berk de size göre örgütümün üyesi o zaman” dedi.
Nâzım Hikmet’ten alıntı
Fenerbahçe Başkanı savunmasında Nazım Hikmet’in ‘Öğütler” şiirinden alıntı yaparak ‘Düşmana inat bir gün fazla yaşamak’ dizesini savunmasına dahil etti.
‘Telefonu soracağım’
Aziz Yıldırım ekip olarak aynı telefon kullanmaları konusuna değindi: “Sadece Abdullah Başak’ta Blackberry var. Normalde örgütsek aynı telefonu almamız gerekirdi. Bizde farklı. Bundan sonra telefon alırsam emniyete soracağım”
‘Her olayda olacaklar’
Aziz Yıldırım Fenerbahçe’nin 25 milyon olarak nitelediği taraftarının sessizliğinin sebebinin ‘kendilerinin bir mesaj vermemesi’ olduğunu belirterek “Bundan sonra her sosyal olayda yer alacaklar” dedi.
Kocaman da oradaydı
Aziz Yıldırım’ın savunmasının başlamasıyla Sarı-Lacivertli camianın önemli isimleri de Çağlayan’a geldi. Futbol takımını temsilen Teknik Direktör Aykut Kocaman ve futbolculardan Volkan Demirel duruşmayı izledi. Fenerbahçe Başkanvekili Nihat Özdemir ve yönetici Mahmut Uslu da gelmişti.
Devamı yarına kaldı
Şike soruşturmasının tarihi davasına bugün ara verilirken Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım’ın savunmaşı yarın devam edecek.
Yıldırım’dan kısa kısa
* “Fenerbahçe kasasından 1 lira geçtiği ispatlansın. kendimi ölümle cezalandırırım.”
* “Emniyet 19 maçta şike var dedi. İddianamede 13 maça yer verildi. 6 maç buhar olup uçtu.”
* “6222 sayılı yasa değişikliği sırasında kişiye özel deyip veto eden Sayın Cumhurbaşkanı ‘MİT’ yasasını hemen onadı.”
* “Mehmet Ali Aydınlar avukatını Metris’e gönderip bana ‘Fenerbahçe düşmeyecek’ mesajı gönderdi.”
* “Tapelerimde suç unsuru bulamıyor Emniyet. ‘İyidir’, ‘İyi gidiyor’ ifadelerini suç olarak gösteriyor. Hastalandığımda İlhan Ekşioğlu arayıp ‘Nasılsın’ diyor ‘İyiyim’ deyince şike sayılıyor.
* “Bana ‘Başkan’ ya da ‘Ceo’ denmesi şifre değildir, ‘İnşaat işçisi’ denseydi o zaman şifre olurdu.”
* “İlhan Ekşioğlu üzerinden 2 trilyon para geçti kaydı var. İddianameye göre kasamızdan şike için çıkan para aynen geri giriyor. Böylece 13 maçta 0 parayla şike yapmış oluyoruz.”
2000’deki Galatasaray-Sturm Graz maçını izletti
Fenerbahçe’nin UEFA’nın ‘sıfır tolerans’ kuralı nedeniyle bu sezon Şampiyonlar Ligi’ne katılamaması nedeniyle Yıldırım’ın Platini başkanlığındaki yönetime de savunması vardı. “Oynatalım mı hâkim bey” sorusuyla duruşma salonundaki ortamı yumuşatan Aziz Yıldırım, Şampiyonlar Ligi’nin grup aşamasının son haftasında 7 Kasım 2000’de oynanan Galatasaray-Sturm Graz maçını izletti (Söz konusu mücadele 2-2 tamamlanmış ve Avusturya temsilcisi lider, temsilcimiz Galatasaray da ikinci olarak üst tura çıkmıştı. Skor 2-2 olduktan sonra son 10 dakika iki takım paslaşarak maçı tamamlamıştı). Yıldırım bu noktada kendisinde oluşan ‘çifte standart’ şüphesini ifade etti.
Milli takım mı Fener mi?
Fenerbahçe Başkanı’nın hakime sorduğu “Hangi takımlısınız” sorusu da Mahkeme Başkanı Mehmet Ekinci tarafından “Milli takım olarak” cevaplandırıldı. Kimi ‘ağız okuma’ uzmanları ise “Fenerbahçe” dediler...
ÇAĞLAYAN GÜNLÜĞÜ
Memurum işini bilir!
Duruşmaya girebilmek için her zamankinden erken çıktım evden. Ama nafile, zira ne kadar erken çıkarsanız çıkın binaya ancak saat sekizden itibaren giriliyor. Hemen soluğu duruşma salonunun girişinde aldım ve güvenlikçiye “Bak dün erken gelirsen sana bilet veririm diye söz verdin” diye hatırlattım. Hiç oralı olmadı. Demek ki başından savmak için herkese mavi boncuk dağıtıyor. Mahkeme Başkanı Mehmet Ekinci’nin makamına gittik üç arkadaşla. Gördük ki televizyoncular bizden önce bir ‘Heyet’ yapmış bile. Hakim beye, gönderdiği listede bütün ulusal gazetelerin olduğunu ama bizim olmadığımızı söyledim. O da haliyle “Siz hangi gazetesiniz?” diye sordu ve malum cevabı verdim.
Televizyoncuların isim listesine yazılı basından tek isim olan Radikal’i de ‘Ek dosya’ hesabı ekledim. Televizyoncular bu ‘uyanıklığıma’ güldüler ama neyleyeyim daha bir gün önce başsavcının kaleminde kapıyı tutanlar “Sen gazeteci değil misin bir şekilde gireceksin içeri” diyerek beni “Benim memurum işini bilir” zihniyetine sevketmişlerdi!.. Hâkimin odasında en ilginç noktalar hâkimin sıcak davranışlarıydı. Gazetecierin içeri girememesi sıkıntısının çözülmesi için birlikte fikirler geliştirdik ve en sonunda başka bir salona barkovizyon kurulmasında mutabık kaldık.
Gümüşdağ ilk kez
Duruşmanın tutuksuz sanıklarından eski TFF Başkanvekili Göksel Gümüşdağ dün ilk kez duruşmaya katıldı. Oldukça zayıflamış bulduğum Gümüşdağ, kimlik tespitinde elektrik imalat işleriyle uğraşan bir işadamı olduğunu belirtirken “Aylık gelirim on bin lira” dedi.
Radikal’den canlı yayın!
Hâkimden aldığım izinle duruşma salonuna gireken içeri alınmayan bazı televizyoncu arkadaşlar “Radikal canlı yayın mı yapıyor?” diyerek ‘sataşmada’ bulundu. Bunun üzerine ben de “Evet, Radikal internet canlı yayın yapıyor” diyerek, teknik olarak itiraz edilemeyecek bir yanıt verdim. Galiba iyi bir adliye muhabiri olabilirim!!!!
Ekinci çok formdaydı
Giresunspor eski yöneticisi Abdullah Karakuş, karıştığı olayda hanım arkadaşına laf atıldığını söylemişti. Karakuş, sahip olduğu silahından da eşinin haberinin olmadığını çünkü ondan korktuğunu söyledi. Bunun üzerine hâkim “Hanım arkadaşla gezmeyi biliyorsun ama” deyince salon yine kahkahalara boğuldu...
(Kenan Başaran - Radikal)
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.