Ankara Barosu Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu, Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele Daire Başkanlığı tarafından İstanbul’da düzenlenen terörün finansması toplantısına hâkimlerin de katılarak polislerden bilgi almasına sert tepki gösterdi. Tarafsız ve bağımsız olması gereken hâkimlerin gizli toplantılara katılmaması gerektiğini vurgulayan Feyzioğlu, bunun anayasaya aykırı olduğunu kaydetti.

Cumhuriyet’e konuşan Metin Feyzioğlu, yargı erki denilince birbirine denk üç makamdan söz edilebileceğini belirterek “Bunlar savcılık, avukatlar ve mahkeme. Bir adli soruşturmada polis ve jandarma savcının emrinde görev yapar. Dolayısıyla hâkimler soruşturma makamları içindeki yeri belli olan polislerden brifing alamazlar. Alırlar ise tarafsızlıkları kalmaz. Yani iddia makamı ile yargılama makamı, savunmaya karşı birleşmiş olur. Bu somut bir olay açısından da böyledir. Genel olarak uzmanlık gerektiren bir alanla sınırlı soyut bilgiler verildiğinde de böyledir. Çünkü bir hâkim, soruşturma makamı tarafından soruşturmanın özellikleri hakkında bilgilendirildiğinde bu ister istemez taraflı olur. O hâkim bilgilendirildiği konuya ilişkin somut bir olaya bakarken kendini soruşturma makamına yakın görür. Savunma makamından uzaklaşır” dedi.

28 Şubat döneminde yargıçların askerlerden brifing almasının yanlış olduğunu kaydeden Feyzioğlu, şunları kaydetti: “Bu yapılanlardan şikâyet edenler bugün aynını yapıyorlarsa şikâyetin içeriğinin samimi olmadığı anlamına gelir. Oysa hiçbir yanlış uygulama bir başka yanlış uygulamaya mazeret teşkil etmez. Adalet mekanizması rövanş alma algılaması yaratacak şekilde kullanılamaz. Bilgilendirme, bilimsel toplantı şeklinde olur. Çeşitli görüşlerin eşit şekilde etüt edilmesi, açık ve aleni toplantılarda olur. Ancak tarafsız ve bağımsız olması gereken hâkimler siyasi idareye bağlı polis veya jandarma tarafından kamuoyuna kapalı toplantılarda bilgilendirmeye başlanırsa bu açıkça anayasadaki ‘hâkimlere hiçbir makamın telkin ve tavsiyede bulunamayacağı’ kuralının ihlali olur. Dün böyle bir uygulamayı askerlerin yapması ne kadar yanlış ise bugün polis tarafından yapılması da o kadar yanlıştır.”