Arınç: HAMAS iddiaları doğru değil

Arınç: HAMAS iddiaları doğru değil

Hükümet Sözcüsü ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, 'Halid Meşal'in Türkiye'de yaşayacağı şu anda söz konusu değildir. Kendilerine şu kadar milyon dolar verileceği de gerçek değildir' dedi.

A+A-

ANKARA - Bülent Arınç, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından yaptığı açıklamadan sonra basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Arınç, Hamas'ın Türkiye'de ofis açacağına ilişkin haberlerle ilgili sorulan soruya şu yanıtı verdi:

“Hamas, Türkiye tarafından geçmişten bu yana tanınan bir kurumdur, kuruluştur. Bildiğiniz gibi Filistin'de yapılan seçimlere de katılmıştır ve demokratik seçimler sonucunda da Hamas'ın kurduğu bir hükümet bulunmaktadır. Halid Meşal'in Türkiye'de yaşayacağı şu anda söz konusu değildir. Türk hükümeti tarafından ve farklı kaynaklardan kendilerine şu kadar milyon dolar verileceği de gerçek değildir. Bunları rahatlıkla söyleyebilirim.

Hamas ve diğer örgütlerin birleşerek Filistin hükümetinin güçlendirilmesi ve Filistin ile İsrail arasındaki barış sürecinin daha çok realize edilmesi Türkiye tarafından amaçlanmaktadır. Filistin sorunu, kendisi başlı başına yılların sorunudur. Türkiye, bu konuya yakından ilgi duymaktadır. Filistin'deki birlik ve bütünlüğün güçlenmesinin Filistin halkının yararına olacağına inanmaktadır. Hamas ve onun başındaki kişiler de bu süreçte önemli şahsiyetlerdir. Ama ilişkimiz sadece bunlarla sınırlıdır.”
 
ASKERLİK YOKLAMASI KALKIYOR
 Arınç, Askerlik Kanunu’nda yapılan değişikliğe ilişkin basın mensuplarının sorularına yanıt verdi. Kanunda teknik düzenlemeler yapıldığını ifade eden Arınç, bu düzenlemelerle ilgili şu bilgileri verdi:

“Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi ve Milli Savunma Bakanlığı Bilgi Sistemi’nin yürürlüğe girmesi ile yoklama faaliyetleri ve yedeklik yoklamasına ihtiyaç kalmadı. Onunla ilgili prosedür tamamen ortadan kaldırılıyor. Askerlik meclisleri uygulaması var. Askerlik meclislerinin artık kurulmaması gerektiği düşünülüyor. İlk yoklama ile yedeklik yoklama işlemleri kaldırılarak askerlik çağına girenlerle, askerlikleri geçen yıldan bu yana bırakılmışların yoklamaları ve sayire devam ediyor. Onlar kaldırılıyor.

Sağlık muayeneleri ile ilgili hükümler var. Asker hastanesi bulunmayan yerlerde yapılabilecek işlemler var. Yükümlülerin aile hekimi, resmi sivil sağlık kuruluşları ve askeri hastanelerdeki muayene işlemlerinde herhangi bir ücret veya katkı payı alınmaması var.

Yoklama kaçağı sayısının azaltılması planlanıyor. İlçe idare kurumlarına verilen görevler kaldırılıyor.

Kardeşlerin askere sevk tehirinde bir çocuğun aile bütçesine katkı yaşı dikkate alınarak 15 yaşından küçük kardeşler yerine 20 yaşından küçük kardeşler dikkate alınacaktır deniyor. Türk Medeni Kanunu gereği, aile reisi olarak hem baba hem de anne tanımlandığından kardeş sevk tehirine müracaat edecek annenin dul olması şartı ortadan kaldırılıyor.

Günümüzde birçok üniversitede okula devam mecburiyetinin bulunmaması ve sınıf geçme ile ders geçme uygulamasına geçilmesi nedeniyle fakülte ve yüksekokul öğrencilerinin askerlik ertelemesi şartlarından olan okula devam mecburiyeti ve iki yıl üst üste sınıfta kalmama zorunluluğunun kaldırılması amaçlanıyor.

Tamamen teknik bir düzenleme. Teknolojik olarak kontrollerin ve nüfusa kayıt sisteminin bilgisayarda yapılabildiği günümüzde bir takım prosedürlerin ortadan kaldırılması planlanıyor."

FRANSA'DAKİ TASARI
Fransa'da Ermeni iddialarının reddini suç sayan tasarının yürürlüğe girmemesi için Anayasa Mahkemesi'ne taşınmasıyla ilgili sürecin ne aşamada olduğunun sorulması üzerine Arınç, şöyle konuştu : “Bu konu Türkiye tarafından takip ediliyor. Bildiğiniz gibi tasarı, Senato ve Parlamento'dan geçti. Bu her bakımdan eleştiriliyor. Fransa'nın kendi içinde de öncelikle anayasaya Fransa'nın tanıdığı temel değerlere aykırı olduğu söyleniyor. Az sayıda senatör ve milletvekilinin katılımıyla, ama uzun süren müzakereler ve vekaleten oy kullanma sonunda çok da açık ara olmayan bu sonuç çıktı. Bu sonuç her bakımdan eleştiriliyor. Sadece Türkiye içinde değil Fransa'nın kendi içinde de bu yasanın öncelikle anayasaya ve Fransa'nın temel değerlerine aykırı olduğu söyleniyor.

Senatörlerin, Anayasa Konseyine bir müracaat hakları olduğunu, sürecin henüz tamamlanmadığını biliyoruz. Bunda Türkiye'nin bir dahli olamaz. Hukuksal bir durum. Fransız Kongre üyelerinin senatörlerinin, milletvekillerinin kendi içindeki prosedür gereğince doğru olmadığını Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Bildirgesi'ne ifade özgürlüğünü zedelediğini düşündükleri bu tasarıya karşı bir müracaat hakları olduğunu biliyoruz. Eğer süreç tamamlanır, müracaat yapılırsa, bu tasarı açısından da Fransa açısından da ne gibi sonuçlar doğuracağı gazetelerde yazılıyor; kamuoyu bilgilendiriliyor. Yani bizim doğrudan dahil olmadığımız bir süreci takip ediyoruz. İnanıyoruz ki Fransız parlamenterler yasal imkanlarını kullanarak Anayasa Konseyine müracaat etsinler ve konseyin bunu anayasaya aykırı bulması halinde bu tasarı bir daha görüşülemeyecek duruma gelsin.” (Radikal)

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.