Ak Parti Midyat İlçe Başkanı Melih Güneştan, anayasa değişikliği ve referandum sürecine dair bir açıklama yaptı.

18 maddelik değişiklikle yapılacak Anayasa referandumu konusundaki görüşlerini açıklayan Başkan Güneştan, “Ak Parti, kuruluşundan bugüne kadar hem parti programlarında hemde seçim beyannamelerinde askeri darbenin ardından hazırlanan 1982 Anayasası’nın ortadan kaldırılarak, yerine halk iradesi ile yapılmış yeni bir anayasa vaadi yer almaktadır. Bu son anayasa değişikliği bu bağlamda yapılan bir çalışmadır. Partimiz, Anayasa değişikliği teklifinin mecliste kabul edilmesine rağmen yine de referandum yoluyla halka sunulacağını deklare etmişti. Anayasa değişikliği mecliste 367 oyla kabul edilmiş olsaydı bile yine referanduma gidilecekti. Gerek partimiz, gerekse de MHP'nin desteği ile Anayasa değişikliği TBMM’de kabul edlerek referanduma gidilecek eşik aşılmış oldu. Bu saatten sonra artık söz milletindir. Fakat şimdi görüyoruz ki halkın temsilcisi olmayanlar, halka gitmekten rahatsızlar. Halka gidin. Halkın ne karar vereceğini bilme şansımız yok. Halka gitmek demokrasilerde olağan bir durumdur. Maalesef halkla iç içe olamayanlar, halktan korkanlar, halka gitmeyi bir tehdit olarak görüyorlar. Bizce halka gitmek demokrasilerin en önemli unsurudur. Biz de halka gideceğiz. İşi sıkı tutup hane hane, dükkan dükkan dolaşacağız. Neden bu anayasa değişikliğine ‘evet’ dediğimizi halkımıza anlatacağız. Sonucu da halkımızın takdirine bırakacağız. İnanıyorum ki halkımız, özellikle Midyat’ta beklediğimiz oy oranının çok üzerinde ‘evet’ şeklinde bu Anayasa değişikliğine büyük destek vereceklerdir. Aziz milletimiz TBMM'de kabul edilen anayasa değişikliğiyle ilgili iradesini gösterip hükmünü verecek. Her zaman olduğu gibi, bundan sonrası için de söz ve karar egemenliğin yegane sahibi olan milletindir. İnanın halkımız ne için ‘evet’ diyeceğini çok iyi biliyor. Halkımız konuya hakim durumda.” dedi.

"TÜRKİYE'NİN KENDİSİ İLE YÜZLEŞMESİ LAZIM"

Güneştan, TBMM'de kabul edilen anayasa değişikliği ile ilgili kanunun Cumhurbaşkanı'nın onayından sonra referandum yoluyla milletin önüne geleceğine işaret ederek, şöyle devam etti:

“Ak Parti 2002'den bu yana iktidarı aralıksız elinde bulunduran bir parti ve Türkiye'nin bu sürede kat etiği mesafeyi hepimiz görüyoruz. Bu istikrarın bir sonucudur. Dolayısıyla bu istikrar için Anayasa değişikliğine ‘evet’ diyeceğiz. Dünyanın en gelişmiş ülkelerinin Anayasalarını ve sistemlerini bilmemiz lazım. Bunlar nasıl bir anayasa ve hangi sistem ile yönetiliyor? Bu ülkelerde neden istikrar var ve bunun nedeni nedir? Avrupa ülkelerinde, ABD’de koalisyon hükümetleri neden olmuyor. Neden böyle bir dertleri, sıkıntıları yok? Türkiye Cumhuriyeti 1923 yılında kuruldu. Cumhuriyet olarak 94 yıllık bir mazimiz var. 94 yılda kurulan hükümet sayısı 65’tir. Bunu yıllara böldüğümüz zaman her 1,5 senede bir ülkemizde bir hükümet kurulmuş. 65 tane kabine kurmuşuz, 65 tane başbakan görev yapmış ve yüzlerce bakanımız olmuş. Böyle bir ortamda ne istikrar olur, ne düzen olur, nede siyasi başarı olur. ABD’nin ise 250 yıllık bir mazisi var. Bu kadar sürede 45. başkanını seçiyor. Dolayısıyla Türkiye'nin artık kendisi ile yüzleşmesi lazım. Bu yüzleşmeyi yapmak zorundayız. Ya bu ülke istikrardan yana olacak, güçlü iktidarlar olacak, veyahut birileri bas bas ‘demokrasi’ diye bağırıp meclise 10 tane parti girecek. Bu partilerde orada birbirlerini yiyecek, iktidar pazarlığı yapacak. Ondan sonra bu ülke oturduğu yerde kalacak ve yerinde sayacak. Ya yerimizde sayacağız, ya da dünyanın en gelişmiş ülkeleri arasına gireceğiz. Halkımız referandumda bunu oylayacak. Bu Anayasa değişikliğine ‘hayır’ diyen kesimin iktirlarını kaybetmemek için bunu diyeceklerini düşünüyorum. İktidarlarını kaybetmemek için bu değişikliği engellemeye çalışacaklar. Ama unuttukları bir şey var, iktidarları halk verir. Halka gidin, halkla iç içe olan, halk sizi iktidar yapsın. Referanduma gidecek anayasa değişikliğinin milletimize, devletimize ve geleceğimize hayırlı olmasını, yeni umutlar getirmesini, yepyeni ufuklar açmasını Rabbimden niyaz ediyorum.”