Midyat’ta, Fatih Ortaokulu’nda Müdür Yardımcılığı görevinde bulunan Mehmet Emin Çiçek, ‘24 Kasım Öğretmenler Günü’ ile ilgili bir yazı kaleme aldı. 

Çiçek’in dikkat çeken o yazısını siz değerli okuyucularımızla paylaşıyoruz;

Öğretmenim, bir eğitim emekçisiyim.

Öğretmen olmak güzeldir… 

Yorulursun, bazen tükendiğini hissedersin, boğazın acıyıncaya kadar anlatırsın, yorulmak gibi bir lüksün yoktur, gülümsemen eksik olmamalıdır öğrencilerin yavrucakların için. 

7 gün 24 saat vicdanınla baş başasındır…

Ufacık bir el bir gülüş seni öyle mutlu eder ki sen bile kendine hayret edersin. Engeller çıkar karşına bazen isyan edersin, ama her gece yastığa başını koyduğunda çocuklarını düşünerek uyursun kendi kendine söz verirsin.

Sabah kalkar derin bir nefes alır koşmaya devam edersin.  

Güzeldir öğretmen olmak, şereftir, anneliktir, babalıktır, mutluluktur öğretmen olmak…

Ama bugün, ‘24 Kasım Öğretmenler Günü’ benim günüm değil.

Çünkü ülkede sürekli siyasi iktidarların politikalarına kurban edilen, sürgün edilen, dayak yiyen, öldürülen kim? Öğretmenler. 

Bugün Nusaybin’deki öğretmen arkadaşlarımla ile ilgili kim ne söylüyor?

Bugün Hatice Dağlı öğretmen arkadaşım, Berkin Elvan ile ilgili yaptığı bir paylaşımdan dolayı meslekten çıkarılma ile yargılanıyor, haberiniz var mi?

Türkiye'nin dört bir tarafında kaç tane öğretmene fikrini açıkladığı için soruşturma açıldığını, Yalova'da TUBİTAK tarafından ödüllendirilen Halil Serkan Öz öğretmenimin nasıl öldüğünü, Bartın da Levye ile dövülerek öldürülen Tayfun Öğretmenimi… Kayseri'de Mehmet Öğretmenimi kim öldürdü

***

Türkiye’de yapılan araştırmalara göre, öğretmenlerin yaklaşık yarısının şiddete maruz kaldığını biliyor musunuz?

Suruç Katliamı’nı hatırladınız mı?

Barış isteyen gencecik pırıl pırıl olan gençlerimiz arasında yaşamını yitiren Yüksekovalı  İngilizce Öğretmeni Süleyman Aksu…

Ankara Katliamında öldürülen Gülhan Elmas Can Öğretmenim…

Artvin Hopa da emekli öğretmenim Metin Lokumcu…

Ve daha nice öğretmenim?

Demokratik bir hak talebinde bulunduğu için kaç tane öğretmene gaz ile cop ile müdahale edilmiş…

***

2013 yılının 23 Kasım’ın da benimde içinde olduğum,  üyesi olduğum ve yıllardır yöneticiliğini yaptığım, onbinlerce öğretmen Milli Eğitim Bakanlığı önünde bir araya gelerek  temel hak taleplerini dile getirmek için basın açıklaması yapmak istediğinde bizlerin polisler tarafından biber gazına, copa maruz kaldığını unutmadık.

***

Türkiye’de hangi meslek grubunda çalışanlar atandıkları halde tekrar tekrar sınava tabi tutulmakta, yetmiyor mülakat uygulaması uygulanmakta tabi ki öğretmenlerin.

***

12 Eylül 1980 Darbesinin ürünü olan ‘24 Kasım’ı kutlamıyorum. Çünkü her fırsatta mağdur edilen, ‘az çalışıyorlar’ diye itibarsızlaştırmaya çalışılan, ‘3 ay tatil yapıyorlar’ diye sürekli aşağılananlar kim? Biz öğretmenler.  Şimdi de bugün kutsal bir iş yaptıkları söylenip göstermelik bir gün olarak kutlanıyor ’24 Kasım Öğretmenler Günü’.  Öğretmenlerin hiçbir sorunu dile getirilmeden, mağduriyetleri giderilmeden herhangi bir gün kutlaması soruna nasıl yaklaşıldığının en büyük göstergesi.

Türkiye’de eğitim sisteminin yıllardır çözülmeyen sorunları, öğretmenleri ve diğer eğitim emekçilerini, diğer ülkelerdeki meslektaşlarına göre çok daha fazla olumsuz etkilemeyi sürdürmektedir. Türkiye’de öğretmenlerin yıllardır karşı karşıya oldukları güçlükler, hangi şartlarda çalışmak zorunda oldukları bilinmesine rağmen sorunlarına kalıcı çözümler üretmek için somut adımlar atılmadı atılmıyor maalesef. 

***

Bu yazıyı okuyan herkese bir gün bir köy okuluna misafir olmayı ve bir öğretmenin gün boyunca neler yaşadığını gözlemlemesini tavsiye ederim. 

Türkiye’de çalışan öğretmenler, OECD ülkeleri içinde en çok çalışan, en düşük maaş alan öğretmenler arasındadır. Öğretmenlerin büyük bir kısmı  geçinebilmek için ek iş yapmak zorunda kalıyor veya borçlu! Öğretmenler, sık sık değişen eğitim politikaları nedeniyle siyasi iktidarlara kurban edilmekte. 

Öğretmen açığı olduğu halde bugün Türkiye’de 300 bine yakın Öğretmen işsiz durumda, bugüne kadar 40’ı aşkın işsiz öğretmen resmen intihara sürüklenmiştir. Okulların özellikle İlköğretim okullarının bütçesi olmamasından dolayı öğretmen ve yöneticiler maalesef sürekli okula kaynak yaratmak için uğraşmakta kendi işlerini yapamama durumuna düşmekteler,

Üyesi yöneticisi olduğum  Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası’nın 7 Bölge ve 40 ilde yapmış olduğu ve  4982 Öğretmenin katıldığı Araştırmaya göre;

Öğretmenlerin %42’si mesleğini yaparken mutlu ve huzurlu hissetmiyor.

Öğretmenlerin meslek hayatında en çok rahatsız hissettiği sorunlar

1-Maddi koşulların zorlaşması ve maaşların yetersizliği,

2- Mesleki saygınlığın olmaması,

3- Siyasi kadrolaşma ve artan baskılar,

4- Eğitim politikalarının sürekli değişmesi,

-Ankete katılan öğretmenlerden  1874 ‘ü mesleğimi yaparken baskı ve şiddete maruz kaldığını,

-Ankete katılan öğretmenlerden  2469 ‘u mesleğimi yaparken kendisini ANGARYA yapıldığını,

-Ankete katılan öğretmenlerden  3599’u Meslek hayatını göz önünde bulundurduğunda çalışma koşullarının daha kötüye gittiğini ve gideceğini düşündüğünü,

-Ankete katılan öğretmenlerden  4371’i Ülkenin ve eğitimin geleceği hakkında şartların daha kötü olacağını,

-Öğretmenler günü olarak 12 Eylül ürünü olan 24 Kasımı değil, Dünya Öğretmenler Günü olan 5 Ekim tarihi esas alınmalı, öğretmenlere hak ettiği değer verilmelidir.

İnsanca yaşayacak bir ücret verilmeli , vergi dilimi uygulanmasından vazgeçilmeli veya sabitlenmeli, ek ders ücretleri arttırılmalı, eğitim-öğretim tazminatı yılda bir sefer değil her dönem başında verilmeli, eğitimde esnek, kuralsız ve angarya çalışma uygulamalarına son verilmeli, performans değerlendirme ve iş güvencemizi hedef alan girişimlerden tamamen vazgeçilmelidir.Eğitim  emekçilerinin grevli toplu sözleşme hakkı önündeki engeller kaldırılmalı, gerçek bir toplu sözleşme düzenin yaratılması sağlanmalıdır.