
100 Yılın Seçimi Ve Mardin
Yazarımız Mervan Amed, genelde Türkiye ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi, özelde ise Mardin’i konu alan seçim durumunu siz okuyucularımız için yazdı.
7 Haziran seçim arifesine yaklaştığımız şu günlerde Yazarımız Sosyolog Mervan Amed, genelde Türkiye ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi, özelde ise Mardin’i konu alan seçim durumunu siz okuyucularımız için yazdı.
İşte o yazı...
2015 Haziran seçimleri gün geçtikçe önemini daha çok göstermeye başlamıştır. Gerek bölgede gerekse de tüm Türkiye’de bu gerçek gözle görülür hale gelmiştir.
Art arda yayınlanan seçim anketlerine kimse itibar etmiyor. Bunun temel sebebi anket firmalarının iktidar partisinin etki ve yönlendirmesi ile kamuoyunu yönlendirmeye dönük bir kaygı ile hareket etmeleri inancının vatandaşlar tarafından benimsenmesi olarak görülmektedir. Bu nedenle eski seçimlerden farklı olarak aslında bu seçimde hangi partinin tahmini oylarının ne düzeyde olduğu bilinmemektedir ve işte bu sebeple başta AK Parti olmak üzere HDP ve diğer partilerin de sandıktan çıkacak sonuçları sürprizlerle doludur.
-TÜRKİYE GENELİNDE DÖRT PARTİNİN SON DURUMU-
AK Parti: Adalet ve Kalkınma Partisi’nin tarihinin en başarısız seçimini yaşadığı aşikardır. Bir yandan Cumhurbaşkanı’nın, bir yandan Başbakan’ın seçim çalışmalarında dur durak bilmeksizin miting, açılış ve toplantılar ile bir vesile ile 7 Haziran seçimlerine asıldığı kamuoyunca gözlenmektedir. Bu durum AK Parti’nin seçim sonucundan emin olmadığının yada beklediği sonucun olumsuz olmasından kaynaklanmaktadır. AK Parti’nin bu seçimde en belirgin özelliği herhangi bir vaadinin olmamasıdır. Diğer partiler emeklilerden asgari ücretliye kadar birçok konu ve alanda kamuoyunda tartışılan vaatlerine AK Parti’nin “savunmaya” geçerek “yapamazlar, uyduruyorlar” şeklinde bir seçim propagandası ile savurmaya çalışmaktadır. AK Parti bu seçimde Başkanlık Sistemi, Kobane, lüks tüketim, 17 ve 25 Aralık operasyonları, Işid ve seçimde Kuran-ı Kerim ile din üzerinden bir propaganda yaptığı gibi toplumda çok fazla rahatsızlık uyandıran konu, AK Parti’nin oy ve ilgi kaybına neden olmaktadır. Bunların yanı sıra AK Parti yöneticileri muhalefetin bu konularda ki iddia ve söylemlerine mantıklı ve anlaşılır açıklama yapamadığı da gözden kaçmamaktadır. Mevcut haliyle AK Parti’nin oy oranının yüzde 40’ın altında kalacağı halkın genel kanaati olarak gözlenmekle birlikte bu oy oranının Doğu ve Güneydoğu illerinde yüzde 25’in de altına ineceği çok açık gözlenmektedir.
-TARAF’SIZ CUMHURBAŞKANI-
Cumhurbaşkanının AK Parti lehine seçim çalışmaları yaptığı kanaati, genel olarak AK Parti’ye zarar vermektedir. Tarafsız olduğu zaten beklenmeyen bir Cumhurbaşkanının bu düzeyde il il, ilçe ilçe ve neredeyse her gün bir bahane ile miting yapması, Başbakan Davutoğlu’ndan rol çalmaktadır ve Davutoğlu’nu boşa çıkarmaktadır. Bu durumun Davutoğlu’nu itibarsızlaştırdığı da söylenebilir. Bu durum aynı zamanda Erdoğan’ın başkanlığına karşı duran kesimlerinde kaygılarını artırmaktadır. Dolayısıyla Erdoğan’ın seçim çalışmalarında ki “aktif ve taraflı tutumu” hem kendi partisine hem de başkanlık sisteminin halk tarafından benimsenmesine darbe vurmaktadır.
-SÖYLEMLERİ HEYECAN YARATTI-
CHP: Cumhuriyet Halk Partisi ile ilgili göze çarpan ilk önemli husus, eskiden olduğu gibi halkın CHP’ye soğuk davranmaması ve CHP söylemlerinin halk nezdinden eskiye oranla daha fazla heyecan yaratmasıdır. Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun da iktidardan gelen salvolara karşın “sakinlik ve efendiliğini” kaybetmeden saygın bir dille cevap vermesi, halkın CHP ile ilgili olumsuz kaygılarının büyük oranda değişmesine imkan verdiği izlenmektedir. CHP’nin yaptığı mitingler izlendiğinde kalabalıkların önceki seçim dönemlerinde ki kalabalıklardan daha fazla ve coşkulu olduğu açıkça görülmektedir. CHP, seçim sonrası muhalefetten çok iktidara hazırlanan bir parti havasındadır ve bence de CHP tarihinde ilk defa iktidar olmaya bu kadar yakındır.
-MHP’NİN DEĞİŞEN TEK SÖYLEMİ-
MHP: Milliyetçi Hareket Partisi, seçmen karşısına vaat etmekten çok iktidar partisinin eksik, yanlış ve bazen de çözüm süreci politikaları üzerinden yüklenmektedir. Devlet Bahçeli’nin klasik devlet partisi çizgisinden henüz çok fazla uzaklaşamadığı algısı bu partinin büyük oranda yerinde saymasına neden olmaktadır ancak MHP’nin Aleviler ile ilgili yeni söylemleri MHP’nin tek değişen söylemi olarak izlenmektedir. Büyük başarı elde etmesi beklenmeyen MHP’nin oylarını birkaç puan artıracağı aşikardır ve muhtemelen MHP, CHP’nin kuracağı bir koalisyon hükümetinin müstakbel ortağı olacağı beklentisindedir.
-MAĞDUR EDİLEN TÜM KESİMLERE UMUT VERİYOR-
HDP: Halkların Demokratik Partisi, Haziran seçimlerinde tüm partilere oranla Türkiye’de heyecanı, coşkusu ve söylemleri ile halkın en çok dikkatini çeken partidir. Seçimlerin bence en başarılı partisi de HDP’dir. Özellikle Selahattin Demirtaş’ın genç, dinamik, esprili ve makul söylemleri ile tüm çevrelerin beğeni ve takdirini topladığı açıktır. HDP, Türkiye’nin ve iktidarın mağdur ettiği tüm kesimlere umut verdiği, onlara temsil imkanı vererek zengin bir liste hazırladığı kamuoyunun en çok ilgi durduğu durumdur. Ermeni’den Romen’ine, Çerkes’ten Arap/Mıhallemi adaylarına kadar, Alevi’den Ezidi’ye kadar toplumun tüm ezilmiş, yok sayılmış ve ötekileştirilmiş kesimlerine el uzattığı, onları gösteriş kaygısı ile değil gerçekten de kucaklayan bir söylem ve pratik ile hareket ettiği bu nedenle de toplumun yukarıda sayılan tüm kesimlerinden ilgi gördüğü açıktır. Her ne kadar da yapılan seçim anketlerinde yüzde 10 civarında olduğu söylense de seçim akşamı en büyük sürpriz sonucun HDP lehine olacağını herkes beklemelidir.
-BÖLGEDE SON DURUM-
Doğu ve Güneydoğu illerinde var olan ve seçim yarışını yürüten iki partinin HDP ve AK Parti’nin olduğu çok nettir. Uzun zamandır bölge genelinde yapılan seçim çalışmalarının da en çok göze çarpan hususu bölgede AK Parti seçmenindeki heyecansızlık ve ilgisizliktir. Bunun tam tersine HDP seçmeninde çok açık bir coşku ve heyecanın olduğu net olarak görülmektedir. Önceki seçimlerde HDP aleyhine kamuoyunda uyandırılan bazı olumsuzluklar nedeniyle güçsüz partilerin seçmenlerinin AK Parti’de biriktiği bilinmektedir. Bu seçimde AK Parti’deki umutsuzluk ve beklentisizlik, HDP’nin yarattığı sinerji ve yakaladığı rüzgar en çok bölgede kendini hissettirmektedir. Özellikle Kobane ve Suriye konularında iktidar partisinin olumsuz söylem ve özellikle Kobane konusunda takındığı tavır öyle görülmektedir ki iktidar partisine tarihinin en büyük hezimetini yaşatacaktır. AK Parti’nin geleneksel olarak güçlü olduğu Şanlıurfa, Bingöl gibi illerde de beklediği sonucun çok altında kalacağı açıktır. Her seçimde en az bir Kürt şehrini kaybeden AK Parti’nin bu seçimde en az iki Kürt şehrini de kaybedeceği çok açıktır ve kalan diğer şehirlerde de büyük bir oy kaybı yaşayacaktır.
-ÇÖZÜM SÜRECİ-
Çözüm süreci ile ülke içinde kardeşliğin sağlanacağı, annelerin göz yaşının dineceği beklentisi Kürt gençlerinin Kobani ve Rojava’da ölmeye devam etmesi ile berhava olmuştur ve halkın ezici bir çoğunluğunun bu durumdan iktidarı sorumlu tuttuğu ileri sürülmektedir. Her ne kadar 7-8 Ekim olayları HDP ve Selahattin Demirtaş aleyhine kullanılmaya çalışıldıysa da halk nezdinde bu ters tepmiş, hem Kobane hem de 7-8 Ekim olaylarından iktidar sorumlu görülmüştür. Ve bölgede en yaygın söylem ise Kobane’de Işid’in yenilmesi ile bu seçimde bölgede AK Parti’nin büyük oy kaybı yaşaması “yenilmesi” arasında trajik bir bağ kurulmasıdır.
Gerek Erdoğan’ın gerekse AK Parti kurmaylarının yaptıkları son dönem açıklamalar ile çözüm sürecini bitirmekte çok hevesli oldukları, seçim çalışmalarının başlaması ile çözüm sürecinin askıya alındığı görülmektedir. Hatta bir adım öne giderek bazı AK Parti’lilerin “HDP barajı aşarsa çözüm süreci biter” manasına gelen açıklamalar yapması da, AK Parti’nin çözüm sürecinde samimi olmadığını çok açık göstermektedir. Halbuki demokraside talkın temsil edilmesi demokrasinin gereğidir ve çözüm süreci herhangi bir partinin çıkarına dayandırılmamalıdır. Kürt halkı ve çözüm sürecini önemseyen halkın diğer kesimleri AK Parti’nin bu tutumundan çok rahatsızlık duymaktadır ve her ne olursa olsun halk çözüm sürecinin ilerlemesini ve bir daha kan dökülmemesini istemektedirler.
-HÜDA-PAR-
Kürt kamuoyunda Hüda-Par’ın “Kürt Haması” olacağı beklentisi gelinen aşamada tam bir hayal kırıklığına dönüşmüştür. Kobane ve Işid meselelerinin AK Parti’de yarattığı tahribat Hüda-Par’da da yaşanmıştır. Hüda-Par’ın AK Parti hükümetinin takipçisi ve destekçisi olduğu yönünde ki genel halk kanaatinin Kobane olaylarında ki Hüda-Par’ın tutumunun bu kanaati geri döndürülemez bir şekilde perçinlediği, güçlendirdiği rahatlıkla söylenebilir. Gelinen aşamada Hüda-Par’ın yakın veya görülür bir gelecekte “Hamas” olma durumunun ortadan kalktığı görülmektedir. Kaldı ki Kobane olaylarında en azından tarafsız olması beklenen Hüda-Par çevresinin bazı yerlerde Işid lehine tavır takındığı halkın bir çok kesimi tarafından açıkça ifade edilmektedir. Ancak bu olaylarda Hüda-Par yönetiminin bazı çevrelerin “bu parti ve sevenlerini” provokasyon zeminine çekmeye çalışmasına ise takdir edilecek şekilde “karşı durduğu” da unutulmamalıdır.
-MARDİN’DE SON DURUM-
Mezopotamya’nın küçük bir protipi olan Mardin’de seçim yarışı beklenenin aksine sönük ve heyecansız yürümektedir. Bu heyecansız ve sönük seçim çalışmalarını aslında AK Parti için söylemek daha doğru olacaktır. Sokaklarda ve halk arasında yaşanan heyecanın ve coşkunun HDP lehine olduğu çok açıktır. HDP’nin Mardin’de kamuoyunun takdirine sunduğu milletvekili aday listesi dikkatle incelendiğinde 2 Arap/Mıhallemi, 1 Süryani, 3 Kürt adayın olduğu görülmektedir. (Arap ve Süryani adayların seçilebilecek yerde olduğunu da söylemek lazım.) Süryanilerin tarihinde ilk defa HDP çizgisi ile vekillik elde ettikleri de unutulmamalıdır. HDP’nin bu listesi “halkların kardeşliği” söyleminin en çok hayat bulduğu listedir. Mardin’de ki tüm kesimler kendisini bu listede rahatlıkla görebilmektedir. AK Parti’nin listesi incelendiğinde ise yerel halkın herhangi bir kaygısı yada beklentisinin AK Parti Genel Merkezi tarafından karşılanmadığı, “TEPEDEN İNME” bir liste olduğu çok açıktır. Kaldı ki AK Parti adaylarının da “BİZ GENEL MERKEZİN ADAYIYIZ” şeklinde ki söylemleri bu durumu doğrulamaktadır. AK Parti adaylarının Mardin halkı tarafından pek benimsenmediği Mardin’de ki tüm siyasi gözlemcilerin tespitidir. “DEVLETİN ADAYI” havasında olan bu AK Parti adayları, yaptıkları esnaf ve halk ziyaretlerinde de zaten halka “sorunlarını çözme veya memlekete fabrika yaparak işsizliği çözme” gibi klasik vaatlerde de bulunmamaktadırlar. OYSA Kİ MARDİN, BİR ÇOK AÇIDAN GERİ BIRAKILMIŞ BİR ŞEHİR OLMANIN YANINDA HALEN BİR ÇOK ALANDA SORUNLARA BOĞULMUŞ BİR ÖNEMLİ YERLEŞİM BİRİMİDİR.
Önceki seçimlerde Mardin’de seçim çalışmaları yürüten AK Parti adaylarının en azından etraflarında belli bir kalabalığın olduğu görülmesine karşın bu seçim çalışmalarında yakın bir iki arkadaş-dost veya aileden birkaç akraba dışında AK Parti adaylarının etrafında kimsenin olmadığı gözden kaçmamaktadır. Oysa ki HDP adaylarının etrafında sürekli büyük kalabalıkların olduğu, nerden geçerlerse geçsinler halkın onlar lehine sevinç gösterilerinde bulundukları çok net olarak görülmektedir.
Mardin’de ki seçimi önceki seçimlerden ayıran önemli bir hususta, burada bulunan ve AKP-Devlet tabanının bu seçim ile büyük bir kayma yaşadığı, geleneksel olarak devlet partilerine yakın duran kimi halk kesimlerinin bu seçimde HDP lehine tutum alacağı beklentisidir.
AK Parti milletvekili adaylarının heyecansızlığı ve güler yüzlü olmaktan uzak beden dilleri, seçimlerde onların da bir başarı beklemediklerini göstermektedir. İlk sıra adayı Orhan Miroğlu’nun, “MERKEZİN ADAYI” olduğu, “MARDİN’DE HERHANGİ BİR SORUNU ÇÖZME VAADİ”nde bulunmadığı, özellikle son dönemde “HDP ALEYHİNE SÖYLEMLER” dışında halkın ilgisini çekecek herhangi bir söylemde bulunmadığı halkın en çok yakındığı durumdur. Orhan Miroğlu’nun halk tarafından en çok dillendirilen/eleştirilen bir başka özelliği ise MUSA ANTER GİBİ KÜRT HALKININ “BİLGE İNSANININ” EN YAKININDA DURAN BU KİŞİNİN MUSA ANTER’İN MİRASINA HAKKIYLA SAHİP ÇIKMADIĞI VE KÜRT SİYASETİNDE Kİ TÜM GEÇMİŞİNİ BİR ÇIRPIDA SİLEREK AK PARTİ’DEN ADAY OLMASIDIR. Kürt halkı, Orhan Miroğlu’nun taraf değiştirmesine tepki duymaktadır. Aynı şekilde Devlet-AKP tabanının da bu adayı benimsemediği, siyasi geçmişinden dolayı onaylamadığı, onu samimi olarak görmediği, millet vekili olmak için AK Parti’den aday olduğu hususları çok fazla dilendirilmektedir. AK Parti’nin ikinci sıra adayı Gönül hanımın ise “MARDİNLİLERİN İSTEĞİ İLE DEĞİL, CUMHURBAŞKANININ EŞİNİN TERCİHİ İLE ADAY OLDUĞU” konusunda Mardinlilerin hem sosyal medyada ve yapılan basın açıklamaları ile hem halk arasıda ki söylemler ile kendini göstermektedir. AK Parti’nin adayları arasında Mardinlilerin azda olsa tek ilgisini çeken adayın Abdullah Erin olduğu, bu adayında 4.sırada yani seçilemeyecek yerden aday gösterilmesinin de halktan tepki aldığını da söylemek lazım. Abdullah Erin’in eski bürokrat olması ve geçmişte halkın bir takım sorunlarının çözümünde aktif olarak rol alması Mardinlilerin bu isim konusunda beklenti yaşamasına neden olmaktadır.
-BAĞIMSIZ ADAYLAR-
Bağımsız adaylardan Şakir Nuhoğlu ise, önceki dönem Saadet Partisi’nin Mardin Büyükşehir adayı olup bu seçimde bağımsız milletvekili adayı olarak seçime girmektedir. Bu aday, iş adamı olup, vekil seçileceği hususunda herhangi bir başarı sağlayamayacağı görülmektedir. Bu adayın Mardin merkezde birkaç yatırımı dışında Mardin’in ilçelerinde ise herhangi bir yatırımı olmadığı, ilçelerde herhangi bir karşılığının bulunmadığı, seçim söylemlerinde ise yaptığı cami ve benzeri “hayır” işlerini propaganda aracı olarak kullanmaya çalıştığı halkın en çok şikayet ettiği husustur.
Bağımsız aday Mahmut Kılınç, Hüda-Par’ın desteklediği bir aday olup aynı kişi 2014 belediye seçimlerinde Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı adayıydı. Aldığı oy 7 bin dolaylarındaydı. Mardin’de Hüda-Par’ın kitlesel bir seçmeninin olmadığı, dolayısıyla bu adayın seçilmekten çok uzak olduğu genel bir halk kanaatidir.
Sonuç olarak yüzyılın seçimi olacak olan 7 Haziran seçimlerinin Türkiye halkları açısından hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum.
MERVAN AMED - SİZİN MEDYA
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.